Hayat
Kaçağım, eşkıya aşklar yaşarım durmadan
kaşla göz, dağla uçurum arası....
konar göçerim, sürgünlüğümü yurtlanmaz yerleşik sevdalar,
sığsın isterler defnelerim küçücük saksılarına.
yetmez dağ başlarımın teslimiyeti istenir;
ya katlim ya ihanetim...
bilmezler bir başka yol olduğunu, yani ben; eşkıya!
her yanı pusu...
gözlerindeki dumanlı dağlara sevdam,
zülfünde gölgeye sığınmam bundandır.
o zaman keyif çatarım silah diye sevdanın doruğuna.
buzullar erir, nehirler yatak değiştirir.
sevdalarını ışıklarında yıkarlar.
sonra da yürekleri seslerinde, gürül gürül akarlar....
çıplak suretleri dağ başlarını resmeder, o dem,
iklim değişir, yüzün olur,
yüreğimden gayrısına sır vermediğim doğrudur,
kaçaklık bu!
hadi gel, şahrud'um, dağlara gövde verelim!
göğsüm tahtasının altı ol!
yoksa vuracak beni hasretin bir tenhada
yakışır mı bir kaçağa ecel eliyle ölmek ?
hayat denen sonsuzluğun
karşısında bir çocuğuz
düşe kalka büyürken
kalkamayız bir çoğumuz
bu hayat böylemi olur ?
düşen hep yerde mi kalır ?
gün olur belim doğrulur
kim ne olacak, belli mi olur?
ama bitmez yolculuklar
belki biraz canın yanar
düştüğün yerde doğrulur
başlar yine ilk adımlar
Tunay Bozyiğit Seyduna
Kayıt Tarihi : 29.4.2018 13:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!