Sen miydin karşımda duran, yoksa hayallerimi süsleyen tılsım mıydı anlayamadım. Utkum tutulmuş, dizlerimin bağı çözülmüştü. İşte karşımdaydın olayın şokunu üzerimden atamıyordum. Hep kendi kendime derdim “hayallerin inandığın müddetçe gerçekleşir”. Ama yinede insani duygularım vardı ve balık burcunun tüm özelliklerini taşıyordum. Sonra bir an dehşete kapıldım kafayı mı yedim diye düşünmeye başladım. Belli belirsiz bir sıcaklık sardı tüm bedenimi, karnımın içi alav alev yanıyordu. Neredeyse kusacaktım, farkında olmadan seni sınıfın kapısına kadar takip etmişim. Sonra kapı kapandı ne yapacağımı kestiremeden oracıkta kalakaldım taki Ali’nin koluma dokunuşuna kadar.
Alev alev gözlerin vardı, kısa buğday saçların zaman ince ince işlemişti seni. Hayallerimdeki periden tek farkın saçlarının biraz kısa olmasıydı. Ama hayallerimden daha güzel ve daha canlıydın. Akşama kadar uçsuz bucaksız hayallere daldım. Seninle arz-ı mevutun ortasın inmiştik, Kaf dağındaki ikna kuşlarıyla yetmiş bin diyar gezmiştik, sonra aynalı baba bize ney çalıp tatlı şarabıyla bizi kendimizden geçirmişti. Ve dudaklarımızdaki şiirler kendilerini zamanın akışına bırakmışlardı.
***
Hülyalı bakışlarınla ram eylersin beni sana.
Al aşkını vur hicran dolu kalbime,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta