Acı, ağulu dikenler gibi ruhuna dolandığında, öfke kızıl bir küheylan gibi koşturduğunda, keder yaşlı bir ağaç gibi üstüne yıkıldığında, duracaksın,
durup gümüş bir su gibi akan sabahın tazeliğine bakacaksın,
sana iki yüz yıl önceden haberler taşıyan alaycı kargaların sesini dinleyeceksin,
çiçeklerini koklayıp derin bir soluk alacaksın.
Ölüm seni kuşattığında, tam da o sırada, hayatı düşüneceksin..
Acıyı, öfkeyi, kederi ulu bir gölgeliğe yatıracaksın bir zaman, 'dinlenin biraz' diyeceksin.
Bir inci avcısı gibi, ta derinlere dalıp tek tek bütün istiridyeleri açarak, bir sevinç arayacaksın.
Sevdanın ateşi eğer
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Devamını Oku
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
çok güzellllllllllllllllllll
Ne denilebilir ki?
Bir insanın duyguları bu kadar yalın ve bu kadar gerçek mi anlatılır..
Ahmet Altan' okumak,kendimizi yeniden tanımak gibi birşey..Bambaşka bir deniz ve yepyeni keşifler gibi...Her okuduğunuzda hayatın başka bir yönünü yakalıyorsunuz...
bence abartmamış insanın iç dünyasını anlatmakta çok başarılı ahmet altan.yaşamak için hayatı yeniden kucaklamak için basütte olsa nedenler ve ihtimaller buluyoruz evet acıya ihtiyacımız var; acıyla yoğrulur insan acıyla geçmişi hatırlar...çok hoş bir yazı
Bence 'BirDeli' çok abartmış.
Aci ve agulu bir siir. Usta destan mi yazmis ne.
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta