Ne zamandır huzuru paranoyak duygularda arıyor,olmayanı düşlerimde yaşamaya devam ediyordum. Derken montumun cebinde ikiye katlanmış bir kağıda rastladım. Rengi beyazdan sarıya kaçmıştı. Demek ki uzun süredir oradaydı. Ve ben bundan o ana kadar bihaberdim. Yıllardır benden saklanmayı başaran,bu üstün meziyetli kağıdı açıp,içindeki notu okuduğumda ise,bir gerçekle daha yüzleşmenin eşiğine gelmiştim.
Şöyle yazıyordu o notta;
“Sabah akşam aklının ucunda oturup seni bekliyorum”
O’nu unuttuğumu sanırken,yıllardır adının anılmasını bile dudaklarıma yasaklamışken,ve tüm bunların sonucunda O’nsuz yaşayabilmeyi başardım sanırken, okuduğum o notla,gerçekler okkalı bir tokat gibi çarpmıştı yüzüme.
Ben O’nu unutamamıştım. Evet gittiğinden beri,dudaklarımdan hiç dökülmemişti ismi. Ama o varken de,ben tek bir gün bile ona ismiyle hitap etmemiştim ki zaten.
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
teşekkür ederim...
Şiiinizi
begeniyle okudum
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta