Her güneş batışında hüzünlenir derinlere dalarsın
Bitmeyen dertlerin çok, kederin bol
Kapanmayan yaraların hayli derin
Ey yaprak, yaprak dökülen
Yutkunarak ağlayan
Gelin
Tüm hayalleri kırık
Yüce kadın
Gözyaşını
Gülmeyi unutan
Yanaklarına akıtırsın
Hayatta
Efkari tükenmeyen
Kıraslı, lêçekli, yazmalı
Çileli kadın
Upuzun saçları örüklü kadın
Yükün ateştir, yükün kahırdır
Yıllardır hep için, için hazinle sefil, sefil ağlarsın
Her güneş batışı, her güneş doğuşunda kar gibi eriyen
Yüzü hiç bir zaman gülmeyen
Feodal toplumun muzdarbi
Bu dünyada
Yanar, yanar
Sana yanarım
Yoksulluk başına bela
Hayatı acı dolu
Aydınlık yarınlara sevdalı
Yüreği yangın yeri
Elleri nasırlı
Emekçi
Gündelikçi kadın
Tanrılar bile
Ahını duymayan
Bahtsız kadın
Zulüm ateşi
Sinesinde çağlayan
Doğduğundan beri, içi köz dolu
Usandın, bu düzende, bu yaşamda, sabırı tükenen kadın
Her güneş batışından yüzü sararan, içine korku inen
Yıpranmış, zedelenmiş yüreğin
Can evini vurur
Sevdan derin, derin inler
Gönlün inler
Ömrün inler
Bülbül gibi feryat eden
Dilin inler
Karanlık günlerin kadını
Dünya'nın kümelenen
Acıları
Dalga, dalga
İçine, içine düşen
Ne acılar, ne hüzünler sığdırdın yüreğine
Zorbalar isyan eden, aydınlığa koşan kadın
Felek her an her gün seni kinliyor, lokmana zehir döküyor
Mehmet Çobanoğlu
21.11.2021
İstanbul
Mehmet Çobanoğlu
Kayıt Tarihi : 21.11.2021 00:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!