HAYAL VE HAKİKAT
Oturursun odanın bir köşesine,
Türlü hayal kurarsın kendi kendine.
Beyninin her köşesinde bir dünya,
Kalbinin her atışında bir yaşam.
Sonra kalkarsın oturduğun yerden,
Dolanırsın odanın içinde.
Başını çevirip bakarsın pencereden,
İçindeki dünya başkadır, yaşam başkadır.
II. HAYATIN TEMPOSU
İnsanlar telaş içinde koşuşturmakta,
Kimi elinde iki somun ekmek,
Kimi durağa yetişmekte.
Ama yine de hayat güzel;
Gerçek hayat penceresinden bakıp,
Gerçek hayatı yaşamak gerek.
III. İMTİHAN VE ONUR
Hayat boş değil,
Bizler de boş değiliz.
Bizler imtihan için yaratılmışız;
Onurumuz yolunda yaşayıp,
Ne güzel haya eden insanlar!
IV. HAYATIN CİLVESİ
Giden arabanın arkasından koşulmaz,
Giden kadının peşinden gidilmez.
Derdi tecrübeli dostlar:
“Durağa yenisi gelir.”
İşte hayatın cilvesi,
İşte kaderin çizgisi.
V. ÜMİT VE İNANÇ
Ne oldum demeyeceğiz,
Ne olacağız telaşına düşmeden,
Hakk’ın ipine sarılıp,
Haktan sapmayacağız.
Ümit yitirmek olmaz;
Allah’tan ümidini kesme.
Yaratan, ümidini yitireni sevmez.
VI. İTİBAR VE SÖZ
Atalarımız boşa dememiştir:
“Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.”
Bir de derler, “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.”
Sözünün eri ol, toplumda güven kazan;
İtibar en büyük hazinedir.
Kaybedilen itibar,
Hazinelerin en büyüğüdür.
İtibarınla para kazanabilirsin,
Ama paranla itibar kazanamazsın.
VII. MERHAMET VE TEDBİR
Hayvanlara duyarlı ol, merhametsiz olma;
Merhamet, ruhun aynasıdır.
İnsanlara el uzat, yardımcı ol;
Ama unutma, insanlar çok yönlüdür.
Parana sahip ol;
Borç para vermeden önce düşün.
Borç gülerek gider,
Ağlayarak döner.
VIII. GÜZELLİK VE DÜŞÜNCE
Güzellikler beyindedir,
Düşüncelerini güzelleştir.
Büyüklerimiz ne demiş:
“Güzel düşünen güzel görür,
Güzel gören güzel yaşar.”
Kötülük zulümdür;
Keskin sirke küpüne zarardır.
IX. EMANET VE DÜRÜSTLÜK
Emaneti bekletme;
Borç, ateşten gömlektir.
İltifatı lütuf sayma,
Ganimet bilme.
Dünyada her şeyin bedeli vardır.
Yalakalığın sonu yoktur;
İş, kişinin aynasıdır — lafa bakılmaz.
Kendi kendini değil,
Başkaları seni takdir etsin.
X. TEVAZU VE VİCDAN
Kendini hor görme, küçük düşürme;
Ama “Şu Karagöl benim, Gemereğe de ortağım,” deme.
Dünya malı dünyada kalır.
Bugün ölecekmiş gibi ahiretini,
Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyanı düşün.
Yol kesme, fırsatçı olma;
Ganimetçilik insana yakışmaz.
Ne olursa olsun vicdanını elden bırakma.
Her insanın içinde bir bekçi vardır;
O da vicdan ile inançtır.
XI. FİTNE VE GIBBET
İnsanlar arasında laf taşıma;
Laf taşımak fitneciliktir.
Fitneliği ancak şeytan yapar.
Tıp dünyasında her derde çare vardır,
Ama fitnenin ilacı yoktur.
Boş konuşmak baş ağrıtır;
Söylemediğin sözün sahibisin,
Söylediğin sözün esirisindir.
Gıybeti Allah lanetlemiş,
Gıybetten uzak dur;
Zira gıybet, ölü kardeşinin etini yemek gibidir.
XII. ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK VE ERDEMLİK
Alçakgönüllülük erdem işidir.
Nasıl ki deniz engindir ama,
Buhar olup bulutlara yükselir.
Toprağın derinliklerindeki su,
Bir selvinin en tepesindedir.
İşte enginlik budur,
İşte fazilet dolu erdem budur.
XIII. DOSTLUK VE DENEYİM
Rahmetli babam derdi:
“Çok gezenin ayağına çok pislik bulaşır.”
Bir de, “İtle gezen it olur.”
Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim sana;
Üzüm üzüme baka baka kararır.
İt, iti Şam’da da arar, bulur.
XIV. EMEK VE SAMİMİYET
Ayağının üstünde durmak,
İşine sahip çıkmaktan geçer.
İş nimettir, iş ekmektir.
Bu şiir, yaşanan olaylardan süzülmüş,
Bir avuç örneği kalmış hayatlardan derlenmiştir.
Unutma:
Hayat, yazılmamış bir romandır.
Başarının sırrı çalışmaktan geçer;
Sırtının yere gelmemesi için,
Kur’an’ın yolundan, Allah’ın yolundan ayrılma.
Bir de samimi ol —
Samimiyetsizlik, hiçbir şeyliktir.
Ömer TURAL, Duyguların şairi
Ömer TuralKayıt Tarihi : 5.10.2025 18:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!