Hayal Tabirleri Şiiri - Bahattin Çakılkaya

Hayal Tabirleri

29.03.2012
Yanan insan, yakılan insan
Ateşi körükleyecek kadar mutlu
Salyalar akıtan yamyam

Havada hafif bir eter kokusu var
Dozajı arttırsalar, sömürecek cahil kalmayacak

Özgür olduğunu sanacak kadar
Yani kulak memesi kıvamında özgür
Engellenebildiği kadar da cahil
Birazcıktan azıcık fazla, insan
Bal gibi inançları var
Samimi olanı tüme
Samimi görüneni üne kavuşturur
Arının sahtesini henüz yapamadılar ama
Balın sahtesini beş
Ya da altı köşeli laboratuvarlarından
Gözleri yaşlı kobaylarıyla pazarlıyorlar

Yanan insan, yakılan insan
Ateşi körükleyecek kadar mutlu
Salyalar akıtan yamyam

Truva atının özgür, yılkının esir olduğu
Öküzün altındaki bazukanın, dodo kuşu vurduğu
İnceltilmiş yeşil mürekkebin, tükenmez kalem kırdığı
Ve dört duvar nöbetinin bile bile, sehven konduğu günlerde
Gemiciği olmayan giz hırsızı bir korsan
Bilgiliğin ilk fasikülünü yayımladı
Adı; rüya ve hayal tabirleri
Konusu; tarihin tescillenen seyrinden ders almayanlar
Siz, sınırlı zekâ sahipleri
Sınırsız hayallerinizde ve de rüyalarınızda
Altın varaklarla çerçevelenmiş
Sırlı camdan yansıyan suretinize
Hayran hayran bakarak dans ediyorsunuz
Kafanızda değerli taşlarla süslediğiniz
Kavuktan bozma taç
Altınızda tarihin bilinmeyen seyrinde
Oturmayı düşlediğiniz, butik taht
Üzerinizde 28 telli Amerikan bezinden
Örümcek ağlarıyla diktiğiniz kaftanın
Önünde rengârenk ipek işlemeler,
Kollarında 24 ayar altın şeritler
Arkasında ise çapariyle tutturulmuş kod adınız var.
Siz, seceresi şeceresinden ilham alanlar
Siz, adı ezanla, kod adı çanla konanlar
Artık rol yapmanıza gerek kalmadı
Senaryonuz aşikâr
En gizli bilgi faturasız ticaret,
Can alıcı yorum bereketli isabet
Aman şaşırma dikkat et,
Bak kapandı klaket
Hayatına oynuyorsun
Yönetmen değişene kadar gününü gün et

Yanan insan, yakılan insan
Ateşi körükleyecek kadar mutlu
Salyalar akıtan yamyam

Biz umudumuzu Anadolu toprağına gömdük
Hainler çiğnemezse yeşereceğini düşündük
Öyle kuş uçmaz kervan geçmez bir yere de değil hani
Şehrin tam göbeğine
Kestirmeden geçen emekçilerin çiğnediği parkın
Yuvarlatılmayan köşesine
Emekçilerle birlikte kış geçti üzerinden
Ve bir mayıs sabahı gayzer gibi fışkırdı köşesinden
Yer elması mı, patates mi olacak
Turp mu, şalgam mı, havuç mu, yoksa pancar mı, çıkacak derken
Yedi başak, her başakta yetmiş dane verdi
Hem de halkın çiğnediği parkın köşesi
Başağın birini kursaklarında götürdü göçmen kuşlar
Bir taneden biraz fazlasını çaldı
İsviçre dolaylarına giden kervanlar
Biriyle de cengâver yiğitleri besledik
Kalanını tekrar Anadolu toprağına gömdük

Yanan insan, yakılan insan
Ateşi körükleyecek kadar mutlu
Salyalar akıtan yamyam

Biz sizi
Sadece ve sadece
Bir Pazar gecesi
Yunus’un dediği gibi
Sevmiş olabiliriz
Hani uykunun en tatlı
En son dördüncü evresi var ya
Yani saat
Beş ila beş çeyrek arasında
Malum danışmanlarınızda bilir
Pazardan sonra
Kırmızı Pazartesi gelir

Uçak gemilerinizin
Uzun menzilli füzelerinizin
Zekâsı sınırlı devşirmelerinizin
Ve iri kıyım canilerinizin
Kanla karışık gözyaşı getirdiği doğudan
Kargo uçaklarınız
Devasa tankerleriniz
Ve kuru yük gemileriniz
Rahatınızı taşıyor batıya

Şimdilik
Rahatınız, rahatsızlığımızın sadakası olsun
Binlerce yıllık medeniyetimiz aşkına, bu nasıl iş
Siz rahatladığınız kadar endişelisiniz
Nah buraya yazıyorum
Daha rahatladıkça daha da endişeleneceksiniz
Dünya dönüyor
Venüs yavaşladı
Ay dolunay hazırlığında
Aylardan bir temmuz başı
Dünya halklarından bir onbaşı
Anlayacak acılarınızı.

Bahattin Çakılkaya

Bahattin Çakılkaya
Kayıt Tarihi : 6.10.2021 11:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bahattin Çakılkaya