Dert küpünde oyun olmaz
Kulağında küpe yoksa
Günün ilk ışıklarının
Seher yeli delip geçer
Üşürsün...
Gün vurmamış hayal kuytularında
Altın bileziktir
Şıkır şıkır anılar
Kolarında uyutmaya kıyamadığın
Hafiflersin hatırladıkça
Rüzgar gibi geçen
O gençlik yıllarını
Ele ele tutuşur
Yürürken sonsuzluğa
Sensizlik...
Güle tapıp
Melhem olmaz
Ne ilk bakış
Ne o ilk yemin
Gururlanıp utanma
Ne benden
Nede o ilk sevdiklerinden
Yemişler tükenir gider
Düzenbazlık oyun olmazsa eğer
Marpucundan
Gümüş teller dökülür
Sazende kayıkların
Cilvenaz edalarla
Tatlı dil uşaklaşır
'Vallahi de..billahi de...'
En güzel yemindir
İnanırsan hesapsız..
Kapayınca gözlerini
Çocukluğunu resmediyorsa
Yüreğin sisler içinde
Büyümekten korkuyorsan daha fazla
Yani yaşlanmaktan bitevi
Açınca gözlerin
Ağlıyorsa her gerçeğe
Çaresiz bir kabulden
Zoraki yaşıyorsan olgunluğu
Yaşamış olmak için
Öylesine sıradan
Hiç kimse zorlayamaz
Kaç kendinden
Özgür olacaksan
Başka bedende
Sırala gerçekleri
Duysun
Kulağını güneşe ve yedi rengine
Tıkayanlar
Bu bir suç değil
Resim senin
Sen karar vereceksin
Boyaların ahengine
Kendini anlatmak
En güzel duygudur
Kendini tanımayanlara
Zevkine er ki
Gözlerinde yapılmadık
Çılgınlarını göresin insanların
Bilki
Bir gün dönecektir
Anlattığın her şey
Her bedende ve ruhta
Sıkılmazsın artık
Sen teorisyensin
Bu yaşamayan güruhta
Kayıt Tarihi : 8.8.2008 18:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!