Bir evimiz olsaydı uzak ormanın yeşil derinliklerinde.
Pencerelerimizden neşeli kuş sesleri dolsaydı içeri.
Şarkılar söyleseydik tombul gugucuk kuşlarıyla birlikte.
Arzulara yenilen kalplerimiz yaş olsaydı gözlerlerimizde.
Ellerimiz ipek gibi kaysaydı ürperen ten üzerinde,
Bir fanusun sisleri içinde sıkıca sarılsaydık birbirimize,
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık