Hay MASHATTAN’ını MASLAHAT’ını senin! ! ...

Ne işim var Yurt dışında...ben burda da geziyorum(!)
Okuyorum isimleri...sözlüğüm var, çözüyorum...
Tabelâ’lar(*) ...o dil...bu dil...hep alt – alta diziyorum...
Değiştirmez iseniz ki! ..hepinizi dxzxyorum!

NOT: (*)
Nedir bu mağaza isimlerinin ve mar-
ka simlerinin yabancı dilden oluşu ya? ..
Bir de ABD’den kinaye yeni bir semt
ismi ki MASHATTAN’ı uydurmuşlar...
Ülkenin de adını değiştirin, yapın Anadolu
Birleşik Devletler yani ABD(!) de tam
benzeyelim, uyalım...zaten ramak kaldı...
Heeey! Utanıyorum sizden...UTANIYORUM

17.04.2006/13.10

HAYATIMIZ İTHAL OLDU

Bir okurumdan bir e-posta aldım. Ona da başkası göndermiş. Ben de size ileteyim dedim.
***
Yasai katsu curry.
Ebi raisukarce.
Yaki udon.
Moyashi soba.
Nedir Bunlar?
“Karateci” diyenler bilemedi.
İstanbul’da yeni açılan Kanyon alışveriş merkezi var ya...Onun içindeki restoranlardan birinin mönüsü bu. “Pilav, mantarlı tavuk, kabak” falan demek istiyor.
Merak ettim gezdim Kanyon’u.
Amerika’da mıyız, Japonya’da mıyız, İtalya’da mıyız anlayamadım.
Türkiye olmadığı kesin.
Asabım bozuldu, sigara içeceğim.
Oturdum bir yere, şöyle yazıyordu duvarda:
“Kahvelerimiz Peru orijinli, Villa Rica çekirdeklerinden hazırlanmaktadır”
Aferin.
Garson yanaşıyor, sipariş vereceğim.
-Sıcak içeceklerden ne var?
-Espresso, decaffeinate, cappuccino, latte mecchiato, cafe au lait, hot milk, hot chocolate, green tea, peppermint, chamomile flowers...
-Türk kahvesi yok mu?
-Maalesef.
-Su rica edeyim o zaman.
-Normal mi San Pellegrino mu?
-Dizel olsun.
Abartmıyorum...Çıldırırsınız.
Mağazalara bakıyorum.
Havaya giriyor insan.
Şeytan diyor ki,
Dal içeri “How much? ” diye sor.
Çünkü sağımda Angelo Nardelli, Bally, Bashqua, Carnavale, Perigot, Haaz solumda Fornarina, Guess, Soshic, Murphy & Nye, Patrizia, Pepe, Swarouski...Önümde Scabal, Thomas Pink, Birkenstock, Cesare Paciotti, Furla, Shisly...Arkamda Momtobe, Only, Mandarina Duck, Vetrina, Kaloo, Via Pelle...
“Allah’ım ben neredeyim? ” diye düşünüyordum ki, sinemayı gördüm.
“Mars Cinema”
E, Mars olabilir!
Başta demiştim, Türkiye olamaz. Bu saatten sonra da hiç kimse çıkıp tekstilimiz şöyle ilerledi, böyle atılım yaptı falan demesin bana. İlâç için bir tane Türk markası yok.
Sadece Başbakan’ın kankası sponsor Remzi’nin mağazası var,
Onun adı da Ramsey.
Özetle..
Hani hep konuşuluyor ya,
“Hayatımız ithalât oldu, cari açık patladı” diye...
Cümleten hayırlı olsun.
Cari açığın artık alışveriş merkezi de var.
***
İstanbul’da durum bu sevgili hemşehrilerim. İzmir’den ne haber?

NOT (1) : 02.Temmuz.2006 tarihli Hürriyet gazetesi 5. sahifede yazan Sn. Pakize SUDA hanımefendinin yazısıdır...Aynen aktarılmıştır...(24.07.2006)

NOT (2) : Ben de zaten bu sebepten yazmıştım “Hay Mashattan’ını...Maslahat’ını senin! ! ! ” şiirini...Zira izmir’de de farklı bir durum yok...Hatta “İngilizce” adlı şiirim de bu sebepten...

Atakan KARTALTEPE
(İzmir)