Havva'dan Önce Geldik Biz bu Bahçeye...

Filiz Bedük
19

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Havva'dan Önce Geldik Biz bu Bahçeye...

'Güle dair bir neden yok.
Gül açar, çünkü açar.
Ne gözetir kendini,
Ne görünmek arzular.'
A.Silesius

Ormandan garip sesler gelmeye başlar. Tüm ahali, seslere doğru hareketlenir. Tarzan narasını atar. Kuş uçar, balık yüzer, tavşan koşar, kaplumbağa yürür, yılan sürünür.
'Eylem' aynı, 'biçim' farklı...

Şimdilerde, 'kadın şair' sesleri yükselmeye başladı. 'Kadın şair', 'şair'den farklı bir kavrammış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Böyle bir ayrıma gidilmesi, şiiri de 'eril şiir', 'dişil şiir' ayrımına sürükler. Oysa, buradaki 'kadın' sözcüğünün, şairin cinsiyetinin belirlenmesi dışında bir anlam taşımadığı açıktır.

Elbette şairin bir cinsiyeti vardır. Ancak, şiirin cinsiyeti olmaz. Şairin cinsiyetinin belirlenmesi, onun şiirini yorumlamamıza / anlamamıza, duygu ve ruh yapısını çözümlememize yardım eder yalnızca. Günümüzde kadın ve erkek şairler birbirinin sonuşmazı olarak yürümektedir.

'Kadın şair' tartışmasında oyalanmak, zamanı yitirmekten başka bir şey olmaz. Bir yaprak tek başına çiçek değildir. Çiçek de yapraksız çiçek olamaz. Bütünü konuşmak, usa daha yatkındır.
Hangi ağaç ezer ki toprağını? Birilerinin ya da bir şeylerin üzerine basarak yükselmek usa dayalı bir iş değildir. Yükselişimize sebep olan şey altımızdan kayıverdiğinde canımız daha çok acır. Kollarını göğe açan bir ağaç gibi yükselebilmek daha önemli.

Hoşa gitmeyen sahnelerden, olgulardan sürekli söz etmek, onları çoğaltmaktır. Saldırı, sızlanma, ağlama ve tartışmalara harcanacak zamanı, güzellik, barış, sevgi ufuklarını parça parça bugüne getirmeye harcamak gerek.
Nasıl ki, kadın olmak, insan olmaktan daha zor değilse, 'kadın şair' olmak da şair olmaktan daha zor değildir. Bu yüzden, kadın olmaktan, kadın şair olmaktan, Türkiye'de yaşamaktan, ne kadar iyi olursanız olun şahsiyetinizi göz kırpmadan harcamaya hazır yayıncılardan, rayting uğruna sabun köpüklerini bomba olarak tanıtan medya sahiplerinden, aşk çiçeği diye ayrık otu sunan padalya bedenlerden, içindeki kıvılcımı cehennem ateşi sananlardan söz etmek yerine 'şair'den söz edilmeli...

Alev bir matristir. Ve iki vektörü vardır; ısı (kor) ve ışık (renk) .

Şair ne ısıdır ne ışık. Alevin kendisidir... Hem ışıtır hem ısıtır.
Karanlığa ve soğuğa küfrederek ateş olunmaz. Ateş olduğunuzda, karanlık ve soğuk yok olur. Her şey kendinizdedir. Yalnızca kendinizi değiştirebilirsiniz. Alev olmayı siz başarabilirsiniz. Alev olduğunuz zaman, ısınız ve ışığınız, reddi olanaksız bir kabul görür.

Bu değişim / gelişim ve yapısallaşma süreci içinde, kendine keskin bakışlar fırlatabilen, bu bakışlarla kendini parçalara bölen şair, hem yeni doğmuş bir bebeğin gözleriyle bakar, hem ak saçlı bir ihtiyarın ışıyan usuyla. Hem döller, hem doğurur. Ne bir gözün rengine, ne o gözden yayılan bakışa bakar. Şair, bakışların rengini görür ve anlatır. Verilmiş bir karar gibi dimdik durur yaşamda. Şiiri ise, bu dimdik kararın yayılışı, toplumu kaplayışı, yarını kavrayışıdır.

Şair, toplumda kaygısız açan güldür. Toplumun giyinikliği içinde çıplaklığından utanmayı bilmeyen, çırılçıplak gezebilendir. İçini dışa çevirebilendir.

Bu yüzden, hiç bir rüzgâr tutunamaz yüzünde...

Filiz Bedük
Kayıt Tarihi : 13.10.2006 20:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Zafer Zengin
    Zafer Zengin

    ..
    insan şiir yazar evet..bu konuya 'cinsiyetisiz şiir' başlığıyla değinmiştim..Tartışmıştık hatta arkadaşlarla..ve o gün anladım bağnazlık illa ayırıyor.

    başarılar dilerim..

    sevgi selam saygılarımla..

    ..

    Cevap Yaz
  • Ufuk
    Ufuk

    Şair, toplumda kaygısız açan güldür. Toplumun giyinikliği içinde çıplaklığından utanmayı bilmeyen, çırılçıplak gezebilendir. İçini dışa çevirebilendir.

    cesaretli yüreğinizi kutlarım...

    Cevap Yaz
  • Suat Seymen
    Suat Seymen

    hem içi dışa çevirmek ve güzel söyleyerek çevirmek

    tebrikler...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Filiz Bedük