Kuru gecelerin yalnızlığını eskiten kısmetindir
Akşamın demi çökünce sofradan yayılan kokudur
Daralan dünyanın genişleyen bahçesidir
Işığı çekilmiş ruhunun bacasına vuran güneştir
Nehirleri kurumuş kalbine koşturan şelaledir
Ezberi bozulamayan iktidar delisidir
Rehberi olmayan sefahat budalası
Kırılmış her kadının böğrüne inen tekmedir
Eskimiş çağların hasretinde, kendi zamanının katili
Kırık testiler ile doldurduğu heybesiyle ihanetin resmidir
Kışa odun taşıyan erkeğin kulağının dırdırıdır
Azgın adamların çekildiği dipsiz kuyudur
"Dahası yok mu?" diyen altın küpüdür
Ilıman geceleri buza kesen kıskançlık nöbetleridir
Nefreti ile doldurduğu şarjörün hedef bilmez magandasıdır
En derin heveslerini balalarına kurban etmiş hamaldır
Rengarenk kadınları sevdiğine boğdurtandır
Koca evin tek mazlumudur
Ellerinde poşetler, çocukların yüzündeki tebessümdür
Karnı burnunda anaların sancı nöbetleridir
16.01.2019
Memet KarabalıkKayıt Tarihi : 28.7.2019 16:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Memet Karabalık](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/07/28/havva-adem-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!