Havuzlu Bina Şiiri - Akın Korkmaz

Akın Korkmaz
460

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Havuzlu Bina

Nizamiye kapısına geldiğimde karşımda çapraz tüfek
İçimden ansızın yaylalar türküsünü söylemek geldi
Görünüşe göre burayı can pahasına korumak gerek
Parolayı hiç bilmediğim keşfetmeye değer bir yerdi

Terminalin tam arkasında başlı başına koca bir şehir gibi
Yeditepeli değilse bile neredeyse yedi göllü bir yerleşke
Tel örgülerin arkasındaki cümbüş yaban kuşların göç sesi
El değmemiş bu güzellik mahşere kadar sürüp gitse keşke

Yeşil binadan çıkınca başladı kaderime dair her şey
Biraz ileride başı gövdeden kesilmiş bir Mısır Piramidi
Garip bina İskenderiye gibi bir kütüphaneymiş meğer
Öyle ya canım kitap okumak cezasız kalacak değildi

Kütüphanenin karşısında arabasıyla Fıstıkçı Şahap
Aç ayı oynamaz misali gelene kuruyemiş satıyordu
Belki de öğle vakti aç karnıma gördüğüm bir serap
Fındık taneleri parça tesirli bomba gibi patlıyordu

İçinde güzel gözlü geyiklerin gezdiği bir orman vardı
Bu zamanda böylesi bir güzellik zor bulunur canım
Ağaçların zil çalan etekleri vapur dolu körfeze daldı
Temiz havayı içime çekince yine şair kesildi başım

Körfeze tam tepeden bakan yerde seralar kurulmuş
İçindeki meyveler yenir mi yenmez mi pek bilinmez
Rengârenk derili yılanlar manzarayı seyre koyulmuş
Kaplumbağalar ağaçtaki sincapları hayal bile edemez

Yeşil patikaların arasında kimi insanlar pedal çevirirken
Dalakları alınmış maratoncular tazılar gibi koşuyordu
Boş sandığım battaniye yığınını ayağımla usulca iterken
İçinde yoga yapan hanımın utancı yüzümde duruyordu

180 günlük atık tesisi her nedense çok hoşuma gitti
Görünüşe bakılırsa yılda iki gün insan yüzü görüyor
Canın kafa dinlemek isterse arazi olmanın tam dibi
Hem atık dediğin şey insan kadar tehlikeli durmuyor

Olimpik havuzlara benzeyen içi su dolu bir bina vardı
Önündeki tarla gibi sahada koca adamlar maç yapar
Kale arkasından bakar bakmaz sur gibi bir kule uzadı
Kule gölgesinin düştüğü yerde Büyük Kartacalı Anibal

Bunca şaşkınlığın içinde Havuzlu Binayı çok aradım
Aklım sıra göl kadar büyük bir havuzu keşfe koyuldum
Meçhul binayı yüzen kale gibi havuzun içinde sandım
Onu bulduğum vakit inanın bir karış suda boğuldum

İçinde salına salına yüzmekteydi bir çift beyaz ördek
Erkeği er meydanında korku salan bir aslandı sanki
Nasıl da yutturacak hergele biz hiç aslan görmesek
Külhanbeyi zavallı dişiye yoksa hiç dirlik vermez mi?

Ördekleri geçince döner kapıdan içeri girme vakti
Yeşil gözlü insan sarrafı tepeden tırnağa beni süzdü
O vakte kadar ayaklar altında paspas sandığım kedi
Sanki hoş geldin der gibi gözlerimin içine bakıp güldü

Başım havuzlu binanın kapısında dönmeye başladı
Yeni bir heyecana başlarken insanın yüreği yoğun hisli
Kapının ardında neler yapılır ve kim bilir kimler yaşardı
Sonrasını hiç sormayın dostlar burası malum milli gizli

Akın Korkmaz
Kayıt Tarihi : 29.12.2020 19:47:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Korkmaz