Hava soğuk,
Ölü bir beden soğukluğu bu…
Çektikçe içine ölüler takılır burnuna.
Ağzında tüttürdüğün soğuk buharda uçuşur,
Sonra sallanarak yere düşer üşümek için...
Toprak sert, katışıksız içki sertliği bu,
Bastıkça üstüne uyuşursun her adımda.
Yürüdükçe sertleşir, sertleşir duyguların gibi,
Sonra boynundan kayarak toprağı sular...
Şehrin ölü ışıkları,
Gecenin köründe saplanır böğrüme arsız bir kurşun,
Kanatır ama akmaz, içimdeki nehirler kandan göle kavuşur.
Bir yanın rengârenktir cıvıl cıvıl, öksüzdür bir yanı,
Zaman geçtikçe yeşillenmez, durulur.
Ve sen,
Her dalın ve yaprağınla,
Varlığın, yokluğunla.
Hissettiren ve dokunan sen,
Bir damla gibi içime düşmüşken,
Özümü görmüş ve köklerimi sana salmışken.
Şimdi seni ve toprağını,
Seni ve yalnızlığımı,
Bu gecenin kör karanlığında tek başına,
Kadere bırakmak olmaz,
Toprağın nemine değen ellerini,
Öpüp başıma koyası bir kutsallığa erişmişçesine,
Koklamak ve seni bırakmak,
İmkansız.
Seni ve senin toprağını.
Sensizliğe sarılan anılamın arasına karışmış dallarımızı,
Seni,
Seni.
Kayıt Tarihi : 15.9.2013 23:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Emre Doğan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/09/15/hava-soguk-9.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!