Nasıldık, güzel miydik kara cocuk
Alelade bir Istanbul yazında
Keşmekeşligin hüzünbaz cıkmazının
Izlerini carpıştirdıgımız son kavşakta
Söylesene kara cocuk
Güzel miydik
Günde bin satır yazıyordum
Sadece sana
Desen desen, rengârenk
Hem güneşin bağrında
Hem de gece ayazında
Adil olmayan bir tarafı varmış
Bu aşktı ve cok gercekti
Oyle ki kuşatılmış kalbim
Gozlerinden sızan şebnem tanesince
Ve bir yolculuktu bu
Yaşamın parmak ucuna doğru
Hoyrat,acemi, cocuksu
Giderek mi yalnızlaşıyorduk
Yoksa yalnızlığımı tercih ediyorduk
Bu ıssız ama
Bize ışıklar sunan istanbul kıyısının
Herhangi bir gün dönümünde
Bizi kuşatan neydi
Korkulu gecenin bağrında,
Acıya acıya yorumsuzluğu tercih ettim
Hani çook sevdiğin o şarkıyı,
Artık hiç dinlemeyişimi de katarak
Tüm izlerin gölgesinde
İçimden bağıra bağıra ama
Gün ışığı, saçlarından damlıyordu
Akşamın alacası da gözlerinden
Alışılmışın dışında
Eski masal sevdaları gibi
Bir varmış diye adınla başlayan
Mavi zaman sonsuzlukları
Yoktun, bir daha da olmayacaktın
Bu ıssızlıkta
Vakitsiz ölümle gitmiş gibiydin
Tüm maziyi alacakti hatırla
Hisarın hırçınlıkları
Lodosların uğultusuyla sarmalanmış ruhumuzu
Sevgilim..
Bir ölür ama bin olur düşerdik belki toprağa
Rahmetçe yağardık, çarpardık
utançsız suratlara
Bazen kızıl, bazense yeşile çalan
Orman kuytuluklarında
Bir parça tuhaf ama mahsun
Çoktan unutulmuş anonim türkü gibi
Yıllanan şarap tadında
Hangi aşığın bam telinden çıkmış belirsiz
Ama tohumun, filize dönmesiydi
Sesin
Bir sana uyudum
Ve sendin sadece rüyalarım
Karabasanların işgâlindeyken geceler
Biliyor musun
Dilim dönmedi başka isimlere
Ve dudaklarım kıvrılmadı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!