Okumadan sil...
“Ne güzel şey, hatırlamak seni... Yazmak sana dair!” diyor ya Nazım. O noktadayım, her şey, sen dahil herkes yabancılaşmaya başlamışken bana, hafızamda hala seni tutuyor olabilmek ne güzel. Sana dair yazmak güzel. Yalnızca yazmak değil, okuduğum kitabın alakasız bir cümlesinde sana rastlamak ne güzel...
Cahit Zarifoğlu “Der misin bir gün, inşallah çok bekletmedim seni?” diye içlenmiş... Yokluğuna yazmış, başka bir evrende karşılaşmaya ve susmamaya söz veren sevdasının. Denk geldim, rast geldik yine gece gece, kelimelerde...
Yarındı sanırım gidiyosun, “Ben yurt dışına gidiyorum” diye tek nefeste söylemen, benim nefessiz kalmam geldi aklıma... Güneşin altında sigara içerken. Kalıcı olarak gideceksin sanmıştım da tatil olduğunu anlayınca sıtmaya razı olmuştum. Zaman işte, razı olduğun sıtma ölümü gösteriyormuş insana, yutkunamıyormuşsun.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman