Mutfak dolaplarımız yoktu TEREK dediğimiz
bu tür raflarımız vardı mutfaklarımızda.
Buzdolabımız yoktu ama içinde sevgiyi saklayan
tel dolaplarımız vardı.
Televizyonumuz yoktu, pilli radyolarımızda çocuk saati,
radyo tiyatrosu ve akşam Ajansları vardı.
İlk siyah-beyaz televizyonumuz olduğunda
Salı akşamları Türk filmi izlemek için konu-komşu
toplanılan sıcacık yuvalarımız vardı.
Çok eşyamız, çok kıyafetimiz, çok paramız yoktu
ancak çok komşumuz, çok arkadaşımız, çok dostumuz,
çok sevgimiz, çok saygımız, çok vicdanımız,
çok ahlakımız, çok aklımız özetle ÇOK İNSANLIĞIMIZ vardı yıllarda…
"Yalnızca, seni mutlu edenleri hatırla, bırak diğerlerini geçmişin karanlık kollarına…Güzel baktığın için göremezsin 'insanların' ikinci yüzlerini, unutma!"
Sesimde nefesin, özümde yalnızlık
Dilimde bir ateş tükenmiş, ardında bir avuç köz
Bozkıra hasret çöllerde, hatıralarım yılkıya salınmış
Takvimler gün saymış ayaz zemherilerde
Keşkeli anlar hep başka baharlara kalmış…
Anımsamak seni,
Yazılmadığın solgun sayfaların sarı düşlerinde
Yitip gitse de kokun günbegün ellerimde
İyi ki!
Sevgi senin sözünde güzelmiş,
Benimse aheste nefesimde…
Dilerim ki;
İlmek ilmek ördüğüm umutlarım düşsün düşlerine...
Kayıt Tarihi : 12.7.2011 15:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
dizilmiş tabakların yanında
bir de cam bir kavonoz vardı
içinde kan emici sülükler yaşardı)
TÜM YORUMLAR (3)