Ne zaman elime bir kalem alsam, Sana seslenmek geliyor içimden. Güzelliğini hatırlıyorum bir yaz günü Yine gemiler geçiyor uzaklardan Biz yosun kokulu rıhtımlarda el ele Şehirlerden İstanbul aylardan temmuz. Ne zaman elime bir kalem alsam, Geçmişi seninle yeniden yaşıyoruz... Ne zaman elime bir kitap alsam, Hep seni okuyorum inanır mısın? İstiyorum seni anlatmalı bütün romanlar Sevilen hep sen olmalısın... Ne zaman elime bir kibrit alsam Yine İstanbul'u yakmak geliyor aklıma Bu sensiz sokakları, bu evleri, bu plajları, bu denizleri Sensiz kaldığım bu şehri tüm yakasım geliyor. Yine alev alev bir İstanbul düşünüyorum. Ve çaresiz yaktığım bütün sigaraların Dumanlarında seni görüyorum... Ne zaman elime bir fırça alsam, Yüzünü çiziyorum kapılara, duvarlara Bir bir hatırlıyorum bütün hatlarını; Gözlerini, dudaklarını, saçlarını. Baktığım her yere gölgen düşüyor. Dokunduğum her şeyde senin sıcaklığın. Sonra dağlar, denizler giriyor aramıza, Gitgide büyüyor uzaklığın... Ne zaman elime bir ayna alsam, Gözlerimden korkuyorum, bakışlarımdan. Bu seni unutamayan benden korkuyorum. Uçurum çizgiler, kara gölgeler, Bir sonun belirtileri yüzümde yer yer. Karşımdaki yüz sefil bir akşam Hep sana sesleniyorum duyuyor musun? Ne zaman elime bir kağıt alsam... Sessiz olmak, Sensiz olmak kadar zor değil. Ama en zoru; Sensizliğin sessizliğini dinlemek...
.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta