Ağzı dili yok ki anlatsın şu bahçenin şu evin,
bir dalganın nasıl aniden yükseldiğini,
duyguların istenmeyen yöne nasıl esneyebildiğini...
Ağzı dili yok ki anlatsın şu bahçenin şu evin…
Ellerim kelepçeli olmayabilir
ama usumdaki kelepçe sayısından
iyi kötü haberin vardı.
Nasıl yapacaksan temize çek bakalım sayfaları.
İkna et beni, tercüme et olanları.
Bu içime sızan örümcekleri yok et nasıl edeceksen.
Dünyamı aydınlatan bir tane şamdan vardı
onu da kir toz kapladı.
Duygularım bir yanılgı ise
boyutlarına nasıl boyut kattın?
Hatırla!
Olmayı düşlediğin yerde tüm benliğinle kalabilseydin
aldığından daha fazlasını verdim diyebilirdin.
Hatırla!
Sen hakikat ile harmanlanmış resimler koydun önüme,
ben de gözlerimi gerçeklerin ötesine diktim,
bir umut dedim.
Öze dönüş,
belki bir cesaret kırıklığı...
Söz verdiyse, beni üzmez dedim.
Bağlandıkça bildiğim doğrularla çeliştim.
İnsanın bir duruşu olmalı derdik.
İkimiz de büyük konuştuk!
Uygulamaya gelince nasıl da sınıfta kaldık.
Hatırla!
Nefes alabilmen için ille de yüzmen mi gerekiyordu?
Kendimle olan savaşım bana yetmiyor muydu da
tanımlayamadığım bir savaşın içine sürükledin beni?
Senin gereksiz olduğunu düşündüğün her detay
damarlarımda tesirli bir zehir, bana göre eziyet...
Verdiğim son bir savaş son bir meziyet...
Bu aşkı sen de bir orkideye sığdırabilir misin?
Benim gibi sen de tek bir renge tutunabilir misin?
Kayıt Tarihi : 15.9.2020 10:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Derin Akkurt](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/09/15/hatirla-194.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)