Ayrılık su ile geldi
suallarla gitti
sen de gittin “Kuzey” gemisiyle
sen de
hayatımın daha bir itkisi
beyaz–beyaz göverçinler
yani kanatlı çocuklar
adamlar
yani kandalların yokluğu
Ben ölebilecek kadar güçlü değildim
Sen yaşayabilecek kadar zayıf
Gölge oyunundaydık sanki
Ben masalları oynuyordum
Sen hayatını
Yine gizliyorsun ellerini,
ellerinin uykusuzluğunu,
parmaklarının korkusuzluğunu.
Her zaman sana benzemek istedim
Anne,
Güneşi 5 yere böldüm
1-i sübhün
1-i zöhrün
1-i esrin
1-i mağribin
1-i işanın
Yolları aff etme!
tutur ayaklarımızdan.
Duvarları aff etme!
ellerimizden tutur.
Allah o kadar büyükdür ki,
4 duvar arasına sığmaz...
İHLAS
üstümüze denizler geldi
Oldukça kederli
bir kadının kafede tek başına eyleşmesi,
tek başına içdiyi çay,
okuduğu kitab.
Sonra tek başına ödediyi hesab
O kızın saçlarına karışan rüzgar
acaba hangi masalı fısıldadı kulaklarına
daha mı temizdi nefesi
daha mı yumuşakdi parmakları
Ağaçların dallarına dokunup
Bahar geldiyi zaman
kuşlar göklere yazar adını
uçuşlarıyla
ağaçlar havaya
yapraklarıyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!