Hatıram olsun
Masada nerede duracağını bilemeyen bir bıçak, son gece, son kadeh ve son şarkının içinden geçen son sözler; o bıçaktan daha keskindiler. Soğuk bir sessizliği bardağıma boşalttı saki. Etraf sadece; ikimizi bir arada tutan şeylerin yok oluşunun şerefine kalkan kadeh seslerine şahit oldular.
Sonra gözlerine baktım, bir daha baktım, tekrar baktım. Silüetimin, cennetten kovulur gibi kapı dışarı edilmesine seyirci kaldım.O an, içime dökülen kaynar suyun gözlerime doğru yükseldiğini hissettim.
Gözlerimi yumsam; patlamak üzere olan bir yumruğun, avuçlarında biriken tuzlu teri taşacaktı kirpiklerimin arasından. Dudaklarım yanacak, biriken sözlerim birini yakacaktı. Masa dağılacak ve masadan kalkmak zorunda kalacaktım…Ki bu hiç istediğim bir şey değil.
Direndim, ağlamamak için direndim, gözlerimi kocaman açıp, kendimi buğulu bir camın arkasına gizledim. Orada kendime saydım, sövdüm: “sen burada bekle,nasıl olsa ben yine geleceğim” diye göğsümün tam ortasına bir tekme bırakıp acılandığım yere geri döndüm.
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta