Garbi prensiplerle yetişen aydınlarn,
İslama inançları sürekli çökmektedir;
Sebebiyse İslam'ın tutarsızlığı değil
Garbın şiddetli düşmanlığından gelmektedir!
Evet islam köleliği kaldırmamış ama
Benim büyükçe kızım şu Piazza denilen
Yerden dönüyor iken, kapital mabedinden,
Ayakkabısı vurmuş otuz metrelik yolda,
Hem de kaymak gibi düz engebesiz bir yolda.
Size bir inci daha, DTÖ kararlarından,
Ülkelerin bir şeyler satın almalarından,
Hiç bir ülke yerli veya yabancı diyemez
Veyahut da çevreye bu zararlı diyemez!
Bir Türk dünyaya bedel, bedel ama Türk nerde?
Yunan, Bulgar'dan, Sırp'tan farklı mı şimdilerde?
Bir kaç zarrafa sordum bir cevap alamadım,
Hem de nerdeyse deliye çıkacaktı adım;
Altın ne işe yarar dedim, bakıp kaldılar,
Bu da ne demek diye bir merakta kaldılar!
Aslında barış diye geçiştirilen süreç,
Barış falan değildir, bitecek er veya geç.
Yeniden yıkmak için bina yapma dönemi,
Yeniden satmak için silah yapma dönemi,
Eskiden marabalar, iki de bir yeter der,
Ağa nasıl olur da harmanımı böler? Der.
İsyan eder, etmeyenlere de eşşekler der,
Elinde sopasıyla deh, deh eşşeğim, deh!
Şimdi marabalığın adı işçilik oldu,
Bir zaman bir arkadaş, dedi ki, oldu mu ya?
Sizin bu inancınız, hiç adil oldu mu ya?
Ağrı Dağında çoban Allah bir diyecek de,
Sonra da Muhammed Resullah diyecek de,
Bin dokuz yüz yetmiş dört yılı savaş yılıydı,
Aylardan hemi temmuz, hem ağustos ayıydı,
Mehmetçik iki kere müdahale etmişti;
Yarıya yakınını kolayca fethetmişti.
Nazım hapishanede iken bir mahkum geldi
İyi adam gibisin, ne suçun var ki? Dedi.
Komünistlik deyince mahkum şaşırdı kaldı,
Ondan biraz bahsetmek işi nazıma kaldı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!