Şiddeti meçhul depremler,kopar beynimde...
Vurgun yemiş acılar,tırmalar bedenimi...
Soğuk nehirden akan,kirli sel suları gibi...
Yüreğime çarpar,çarpar aldatılmak....
Aldatılmak,sessizlik girdabında solur...
Ben yalnızlığa sığınıp geceyi,
Bir süvari misali sürüp,gitmekteyim...
Şehir ise bataklığın rıhtımında,
Ve pazarlanan,mayhoş kokan kadınlar,
Meze olmuş içki masalarına,
Ben ise sahte yüzlerin,
Akşam oldu,düştüm yine yollara...
Belki bir umut şevki,
Vurur hayalimdeki diyara...
Yollar dar ve dikenli,
Herşeye rağmen yine yürüdüm...
Sıkıldım ve sürüklendim...
Boşluğa süzüldü,gözlerin annem,
Ayrılığın yası tuttu,bakışlarında...
Hayatın uzun bir koridoruna,
Bir zaman tüneli oldu,dalıp gidişin...
Hüzünlü göç vardı,yüreğinde,
Geçmiş zamanların ötesine,
Kuleler katil kuleler,
Gözetir,bizi katil kuleler,
Devriyelerin geçtiği anlaşılır,
Kanlı izlerinden,
Mescidi aksa ağlar.
Tabutlarda çocukları uğurlayan,gözyaşlarıyla..
Gece çok soğuk,bugün kar var...
Ne güneş var,nede mehtap...
Seni özlüyorum,sensizlikle üşüyorum...
Seni özledim,aşkla,mehtapla...
Seni karanlık,soğuk gecelere bıraktılar...
Sana rahmet yazan kalem ağladı...
Kara duman,
Düştüğün dağlara matem bağladı...
Uçmak bizim neyimize alperenim...
Asya'dan at sırtında gelmişiz,avrupa'ya...
Binseydin,kıratına,
Serseri bir kurşun söyler,
Köşede tünemiş bir canın havlini...
Düştü Bosnalım sokak ortasında...
Cani bir kurşun eşliğinde birer birer,
Körpe çocuğun şakağından akan kan,
Şu an gözlerimden sen akıyorsun,
Buram buram,tane tane...
Gözyaşlarımı,silmek istemiyorum...
Silemiyorum,sen varsın diye,
Her akşam vakti,seyrettiğim kızıl perde,
Yayılır,kocaman bir gül gibi...
Gökyüzü bulanmıştı,yine...
Ağlamak üzereydi,benim gibi,
Çiseliyordu,ağır ağır...
Doyumsuzdu,ıslanarak yürümek...
Yağdıkça,düşüncelerim dağılıyordu...
Ağır ağır ıslanmak hoşuma gidiyordu..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!