İştimada korkular
Ellerimiz uzanıyor çocukluğa
Eşkıyalar dağlarımızda
Nöbetler umuda fırtına dinletiyor
Ezgiler öfkeler altında
Ürküyor sevdamız
Sevda güzel
Her güne bir bebe çığlık veriyorsa
Gelinlik giyiniyorsa elma ağacı
Pamuk yanığı yüzüyle
Seviniyorsa toprak
Günışığı iniyorsa yeryüzüne
Hortlayan detayların
Bulanık sorgulardayız
Dönüşümsüz üretilmiş pet şişeyiz…
Bakışı eksik bir fotoğrafındayız
İstanbul hatırasının
İçimizdeki şizofren
Elekten geçiyor
Ziyan aşklar
Bitti bitecek
Sür rüzgarıma ellerini
Bıçak açsın ağzımı
Bundan böyle
Yar cehenneme gömdü
Yıkık ezgimi
Ellerinde pas
Gözlerinde ölü kelebekler
Dolanıyor karanlığıma
Denizleri çekiyor karalarımdan
Geçmişe mutluyum
Geleceğe zavallı
Bir öyküdür şimdi yalnızlığım
Mızıkamı kaldırıma sattım
Yasadışı umutlarım var
Amcam beni kötü çocuk biliyor
Dünyanın neresinde bilmem
Bir çift karagöz beni izliyor
Göğsümün aynasından
Ağlama…
Yumruk yapma ellerini
Aç şöyle sere serpe
Sevginin allı pullu gelinini
Bir aşırsa kara yağız nehir
Nilüferin mavisine dönüşse ay
Savunmasız…
Bir başka söyleseler güleç türkülerini
Ağızları doldursa kuş sesleri
Eskidiğinde yüzüm
Ellerim
Sözüm
Korkarım bitmeyecek açlık
Eskidiğinde sözüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!