Bundan doksan bir yıl öncesi
Çınladı savaş meydanında türkün sesi
“Allah Allah” diyerek canlar verildi
Çanakkale destanı tarihe geçti
Sadece Türk değil; Kürt’ü, Çerkez’i, Laz’ı
Saklambaç, yakartop oynadığım
Topaç çevirip ağaca tırmandığım
Hep düşerek dizimi yaraladığım
O günleri özlemle ararım
Keşke hep çocuk kalsaydım
Sevginin en güzel tanımı Anne
Hiç karşılık beklemeden
Çocuğunu sevip, saklayan gönlünde
Fedakârlığın adı Anne
Uykusuz gecelerde
Niye gözün yaşlı anneciğim
Gönlünde hüzün var,
Bilmeden kırdım mı yoksa seni
Gözyaşlarına sebep ben miyim?
Ağlama canım anneciğim
Üzülme iyileşeceğim
Hiç unutmam bir gün
Vazoyu kırmıştım top oynarken
Annem bana çok kızmıştı
Gerçi kızmakta da haklıydı
Hiç evde top oynanır mıydı?
Ama ben çocuktum
Dün bir çocuk gördüm sokakta.
Saçı başı dağınık,
Üstü başı yırtık.
Göğsünde kavuşturmuş minik ellerini,
Baktım yara bere içinde.
İçindeki çaresizlik ve keder,
Göreve başladın ne büyük heyecanla,
Amacın bilgi vermekti milyonlarca çocuğa,
Bedenin yorulsa da hasta yatağında,
Yüreği okulunda benim öğretmenim.
Kimisi Erzurum’un karlı yaylalarında,
Kuşlar gibi uçabilseydim özgürce.
Acıkınca konsaydım bir su kenarına,
Ya da bir ağacın dalına.
Bir kelebek gibi,
Dolaşsaydım çiçekleri.
Rüzgâr olup okşasaydım ağaçların yanaklarını.
Gel ey canların canı, gönüllerin sultanı
Gel ey en güzel gül goncası
Gel ey âlemlerin padişahı
Gel de sana hayran gönülleri sevindir
Gel de sana âşık kalpleri şereflendir
Senden önce her şey boş, her yer karanlık
Uyan artık, aç gözlerini mehmetim
Seni bekler evde bebelerin
Elleri kınalı bıraktığın sevdiğin
Seni bekler yüreği yanık garip anan.
Bak kanın nasıl da boyamış toprağı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!