Gemide yolculuk yaparken,
Boğaza geldik birden.
Burun buruna kalırken,
Anıt'ı gördük birden.
Atatürk, zaferi almak için,
İnsan her zaman tatlı dille konuşmalıdır.Çünkü, eğer bir insan tatlı dille konuşmassa önce çevresinden sonra toplumdan dışlanır.
Tatlı dil hem bizim için hemde çevremiz için faydalıdır.Örneğin; bir arkadaşımızın yanına gittiğimizde onunla kötü kötü konuşursak arkadaşımızın kalbi kırılır, bize darılır ve hemen oradan ayrılmak ister.Ama onunla tatlı dille konuşursak 'merhaba, nasılsın' gibi kelimeler kullanırsak arkadaşımız sevinir yanımızdan ayrılmak istemez.Hz.Muhammed (s.a.v) bir hadisinde 'her zaman tatlı dille konuşun' buyurmuştur.bu hadisten de anlıyoruz ki tatlı dil çok faydalıdır.
Arkadaşlar unutmayalım ki tatlı dil her zaman en iyi dildir
Hatice İlaiz
Sabahları mavisin,
Güneş ve bulutlarla.
Akşamları siyahsın,
Ay ve Yıldızlarla.
Sabahları Güneş,
O akşam Minik'in canı çok sıkılıyordu.Yatağına uzanıp pencereden dışarıyı seyrederken düşünmeye başladı.Acaba başka gezegenlerdeki yaşıtları neler yapıyordu? Onların da canları sıkılıyor muydu? Bu soru günlerdir kafasını meşgul ediyordu.Bir ara gökyüzüne baktı.Çok uzakta 'Dünya' adlı masmavi bir gezegen vardı.Bu gezegeni seyretmek onu mutlu ediyordu.Rengi de diğer gezegenlere hiç benzemiyordu.
'Benim gezegenim kırmızı.Acaba o niçin mavi? ' diye düşündü.İyice meraklanmıştı.Bu bulmacayı çözmek istiyordu.
Ve bu gezegen hakkında araştırma yapmaya başladı.Araştırma sonrasında, bu gezegende yaşam olduğunu, orada da su, toprak ve hava olduğunu arıca bu gezegenin adı da 'Dünya' olduğunu bulmuştu.Artık Dünya'ya gitmek orayı daha yakından görmek orada arkadaşlıklar edinmek istiyordu.Bir gün eline bir fırsat geçmişti.Artık istediği gezegene gidebilirdi.Çünkü, ona özel bir araç yapılmıştı.Artık Dünya 'ya gidebilirdi.Çok mutluydu.Hemen aracına binip Dünya 'ya doğru yol almaya başladı.Uzun yolculuktan sonra Dünya 'ya varmıştı.Ailesiyle birlikte çok mutlu bir hayat kurmuşlardı.Minik orada arkadaşlıklar kurdu.Sonsuza kadar Dünya 'da mutlu mutlu yaşadılar.
Minik birden bir ses duydu 'Minik yavrum kalkarmısın okula geç kalacaksın' bu ses ona hiçte yabancı gelmiyordu.Gözlerini açtığında karşısında annesini gördü.Bunların birer rüya olduğunu anlamıştı.Rüya bile olsa çok mutluydu.Ve bu rüyasını sonsuza dek unutmayacaktı.
Barışın arkadaşlar,
Barışın dostlar,
Barışın düşmanlar,
Küsmeyin birbirinizden.
Tutuşun elele,
Kışın ayları soğuk,
yazın ayları sıcak,
İlkbahar normal,
Bütün aylar güzel olur.
Ayların güzelliği,
Topaç çevirirdim
Kapı önlerinde
Sabahtan akşama değin
Yemek zamanı gelince giderdim
Önüme ne koysalar yerdim
Küçük başımla düşünürdüm
Ali, Oya ve Ayşe,
Gidiyorlar bayrama.
Bayramda hep beraber,
Oynuyorlar oynuyorlar.
Sonra Mehmet amca gelip,
Ben küçükken,
Oyuncaklarımla oynardım.
Her gün içimden,
Büyümek ve kocaman olmak isterdim.
İşte şimdi büyüdüm.
Kırmızı, yeşil, mavi,
Hepsi birbirinden güzel.
Beyazın rengi beni açar,
Severim ben beyazı.
Penbedir ayakkabılarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!