Hesaplaşma vakti geldi, çat kapı girebilirsin gönlüme,
kapatıp kilit vuramam ki yüreğime.
Sana ayırdım o kısmımı rahat edebilesin diye
lakin görüyorum ki rahatlık bozmuş seni.
Diken üstünde olmak istiyormuşsun meğer.
Nerden bilebilirdim ki böyle olacağını deme sakın.
Gücenirim, gocunurum. Mutlu olduğunu görsem bile yeter yani
en azından avunurum.
Hatice, hüsrana uğrattın beni ne desem bilemedim şimdi.
İzmir'in, İstanbul'un dalgasıyım ama vuramıyorum kendimi kayalara. Taşamıyorum sahile, kumsala. Hatice, gitme bi dursana.
Hani hep bir olacaktık çokta güzel olur hani hayalini kursana.
Martılar bizden alırdı nasibini gevrek atardık hatırladın mı?
İçinde zerre kadar olsa da hatır kalır mı?
Yok, kalmaz. Sanmıyorum. 40 yıl ne ara doldu haticem.
Bu kadar kısa sürede geçemez koskoca kırk yıl.
Yalanmış oysaki deyimler, sözler.
Bir fincan kahvenin 40 yıl hatrı yalanmış arkadaş ben anladım.
Değil 40 yıl hatır 40 yıl köle olabilirdim senin için oysa.
Neyse ne işte olan oldu biten bitti giden gitti.
Ama ne gittiyse de bizden gitti arkadaş.
Haticem, gönlümden çık hesaplaşma bitti..
Kayıt Tarihi : 26.12.2015 17:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!