Hatay (antakya) Şiiri - Osman Bulut

Osman Bulut
694

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Hatay (antakya)

Bir kış mevsiminde, şubat ayında
Terlemeden dolaş hele Hatay'ı.
Bir sıcaklık havasında, suyunda
Etkilemez soğuk çile Hatay'ı.

Yeşile doymayan aç gözlü şehir,
Her tonu var, doğa o kadar mahir.
Sular Amik ovasını bir nehir,
Boğmadan çamura, sele Hatay'ı.

Geçip gitmiş o “Amanos” çağları,
İsmi olmuş bu gün “Gavur Dağları”.
Çok derde devadır defne yağları,
Parlatır bu müthiş cila Hatay’ı.

Her yer mandalina, portakal, limon,
Yurtiçi, yurtdışı dağılır ton ton.
Yeşilin en büyük düşmanı beton,
Şükür çevirmemiş çöle Hatay'ı.

Boy boy sera hem köyde, hem şehirde
Ne ürünler var gör içine gir de.
Mümbit toprak, sıcak iklim, su, bir de
İnsan getirmiş bu hale Hatay’ı.

Meyve, sebze dolu dağ taş, köy şehir,
Bu toprak kimseyi bırakmaz fakir.
Öte yanda İskenderun İsdemir,
Doyurur paraya pula Hatay'ı

Yüz binlere yer yurt olmuş Reyhanlı
Altınözü yüksek başı dumanlı.
Kırıkhan’ı kıpır kıpır, capcanlı
İyi sarmış saza tele Hatay’ı.

Mübarek damarın, kalbin ilacı,
Tadı çok şirin de fiyat az acı.
Genç yaşlı, sayısız zeytin ağacı
Beler her yıl yağa bala Hatay’ı.

Anlam vermiş o sihirli yaprağa,
Zeytin dikmiş her bir karış toprağa.
Bu eşsiz “hoşgörü” yemyeşil bağa,
Kin, nefret çevirir küle Hatay'ı.

Her tohumu canlandıran bu toprak,
Nedense yeşertmez tek bir kök nifak.
Yalnız rüyasında aldatır ancak
İblis denen yedi bela Hatay’ı.

Gördük Reyhanlı’da; terör bir illet,
Diz çöker sandılar koskoca devlet.
Destanlar yazmaya alışkın millet,
Mümkün mü defterden sile Hatay’ı.

Üç dinin ibadet mekanı açık,
Bu güzel iklimde yetişmez ayrık
Bir tek nehri Âsi, her şehri sadık
Hâl böyleyken kimler böle Hatay'ı.

Türk’e ağır gelir manda, himaye.
Kükrer: “Ya istiklal, ya ölüm” diye.
Peşinden hiç ayrılmadı Türkiye,
En sonunda taktı kola Hatay’ı.

“Kırk asırlık bir Türk yurdu” bu toprak
Yok oldu yapışmak isteyen pıtrak.
Her noktada dalgalanır Al Bayrak,
Dikmişiz sınıra kale Hatay'ı.

Yürektir koruyan; gövdeyi başı,
O yoksa kazanmak zordur savaşı.
Türk Oğlu dün vermemişse Maraş’ı,
Bu gün de yedirmez ele Hatay’ı.

Bir Mustafa Kemal, bir Tayfun Sökmen
Cihana siyasi ders verdi resmen.
Fransa Ren’inde çevirsin dümen,
Yurt ettik oynaya güle Hatay’ı.

Musa ağacını git gör yakından,
Işkınlar fışkırır hâlâ kökünden,
Memnun ki iki bin yılın yükünden
Terk etmiyor ağaç bile Hatay'ı.

Pek çok kavim beğenmiş bu güzeli,
Hepsi çekmiş bu gün ayağı, eli.
Beşikli Mağara, Titus Tüneli,
Götürür meçhul bir yıla Hatay'ı.

Kim, ne zaman oymuş ora karışık,
Yan yana yüz kadar kayadan beşik.
Her biri tarihe tutarak ışık,
Aktarırlar dilden dile Hatay'ı.

Hızır’la buluşan Musa Peygamber,
Burada yolculuk etmiş beraber.
Her yerde geçmişten bir iz, bir haber
Muhakkak almalı ele Hatay’ı.

Vakıflı'da tüm ahali Ermeni,
Dili, şekli, şemaili Ermeni.
Mazisi Ermeni, hâli Ermeni,
Paşinyanlar örnek ala Hatay'ı.

Tarihi kalenin yeni misyonu;
Çanak tutar gördüm ceplere onu.
Fethetmiş onlarca baz istasyonu,
Görüştürür eş dost ile Hatay'ı.

İlk Habib-i Neccar açınca yolu,
Camilerle tanıştı Anadolu.
Yenileri doldurmuş sağı solu,
Rabbim “mescit kılmış” kula Hatay'ı.

Valilik muhteşem bir koro kurmuş.
Ne sözler tükenmiş, ne sazlar durmuş.
Din, dil ayırmadan tellere vurmuş,
Destan etmiş sağa sola Hatay’ı.

Baktım meşhur künefenin tadına,
Hesap kadim dost Doğaner adına,
Nail olup sonunda muradına
Eylemiş kendine sıla Hatay’ı.

Bulutlar başlarsa söze sohbete,
Belen dipten başa kanar rahmete.
Beş yavrusu uçup gitmiş gurbete
Terk etmemiş ablam Lale Hatay’ı.

Garibe ne yurdu, ne yüreği dar,
Gelen her muhacir bulmuş bir ensar.
Anlattım dilimin döndüğü kadar,
Görmedim deme bak hâlâ Hatay’ı.

Bir kış günü yirmi üstadım ile,
Teftiş için yola çıktı kafile.
Üç haftada; şu ilçe, bu mahalle
Ezberledik gide gele Hatay'ı.

Bakanlığın bizleriz "Gezi Kolu"
Denetlerken tanırız sağı solu.
Görmek için Yayladağı, Dörtyol'u
Tekrar görmek nasip ola Hatay'ı.

Zikret Ahmet üstadımın ismini,
Hem kahrını çekti hem de resmini.
Halledip teftişin "şiir" kısmını
Belemeli yağa, bala Hatay'ı.

Tavukları gıcık, kafadan sakat
Soyulmaz yumurta eylemiş icat.
İşin üstesinden gelen her üstad.
Sevinçten çevirir göle Hatay’ı.

Üç hafta babasız her ay haneler,
Vekaleten yürütüyor anneler.
Gelebilir artık yeni turneler,
Nasıl olsa koyduk yola Hatay'ı.

Buralarda bulursun ne ararsan,
Pişmanlık duymazsın her nere varsan.
Osman varmış gibi evlerin, arsan
Hiç durma diline dola Hatay’ı.

20.02.2022
ANTAKYA/HATAY

Osman Bulut
Kayıt Tarihi : 8.3.2022 12:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Osman Bulut