O günü hatırlıyorum:
Fotoğraftaki munis ifadeydi beni çeken.
O kadar olurun içinde
galiba bir de en olmazı seçen...
Sudan bir sebeple,
biraz da ürkek harflerle yaklaştım.
Yanmakla donmak arası bir şeydi.
Görünürdeki sıradan bu yaklaşım,
imkansızlığın sınırlarını zorlayan en masum eylemdi.
Allah biliyor ya ben iç sesime kulak tıkayıp
en çok seni düşünmeye meyilliydim.
İçimi ferahlatan duyguların hepsinden
bir avuç yağmurdun.
Bazen duygulandığım bir filmin karesi
bazen ezberlediğim bir şiirin en anlamlı mısrası...
Ama daha çok sıcakta serinliğini sevdim.
İnkarın sınırlarında dahi sana sarılırdım.
İçinden çıkılır gibi değildi.
İnkar dolu bir soluk kadar yakındın.
Ötesini kimse bilemez!
Yoktan bir aşk büyüttüm.
Biz farklı zamanlarda farklı telaşlarda
eskittik ne yazık ki bütün heyecanları...
Dibi görmeden bırakmadık değer verdiklerimizi.
Bir tutam masumiyet,
iki tutam pişmanlık ekleyerek
soldurmadık mı beyaz karanfilleri?
İçimizde romantik dizeler elbette vardı.
Lakin duyarsız kalplerin harcadığı
masum yanlarımızdı en çok zarar gören.
Son noktayı biz bizden geçince koymuş olsak da
bu bitişi bir özne daha ekleyerek yapmadık mı?
Onca paylaşımdan sonra
şimdi karşıma geçmiş şüphelerim var diyorsun.
Haydi gel de bu sözlere isyan etme!
Haydi gel de her anıyı şu an irdeleme!
Hangisi geçici hangisi kalıcıydı?
Bu mu namludaki adalet?
Bazı şeyleri hissetmek dile dökmekten daha kolay.
Bunları idrak etmeye yeni vakıf oluyorum.
Şimdiye kadar almış olduğum
yanlış kararları doğrulayacak
ufacık bir kanıt bulma çabasında değilim.
Keşke sen de beni olduğum gibi sevebilseydin...
Bir kalıba göre şekillendirip öfkene kurban etmeseydin.
Kırgınlığımın dumanı hala üstünde
ama sana aynı şekilde karşılık vermiş olsam
kimseyi kurtamış olmayacağım.
Hem aşkta gurur olmaz diyen sen değil miydin?
Yüzeyde sakin görünüyor olabilirim
ama şunu bil ki her yanlışa karşı
bastırılmış bir hüzün yatıyor en kuytularımda!
Ben kusursuz olduğumu hiçbir zaman iddia etmedim.
En ağır cezayı ilk önce ben kendime verdim.
Yeri geldi kızdım!
Yeri geldi küstüm!
Sonra affettim çünkü; geriye dönüp baktığımda kendimden başka kimseyi bulamadım.
Keşke sen de beni yanlışlarımla sevebilseydin...
Keşkeler dolanırken dilime
yine ellerimi havada, beni de yarı yolda bıraktın.
Savunduğum doğruları savunacak ne gücüm
ne de bağrıma basacak bir taşı
taşıyacak mecalim kalmadı benim!
Varsın ayaklarım yerden kesilmesin.
Arılar bile çiçeklere merhabasını esirgemezken,
güneş ay için her gün batarken,
gün aydınlığını geceye emanet ederken,
ben sadece bir sözünle ferahlamak istedim.
Derin bir nefes alıp içten bir özür dileseydin…
Çok mu şey istedim?
Tek bir sözde bunca acının gizlendiğini bilmezdim.
Keşke sen de beni olduğum gibi sevebilseydin...
Kayıt Tarihi : 20.7.2020 02:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Derin Akkurt](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/07/20/hatalarimla-sevebilseydin.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)