Telaşla koşan ayak sesleri geliyor kulağıma koridordan,
Paslı sedye bir ceset daha taşıyor morga, ağlama sesi yok…
Koridorda insanlar ağızlarını kapatmış dudaklarda sessiz dua
Kimin nesi giden ? ardında yarım kalmış ilaçlar,kanlı pijama.
Son nefesini verirken belki hiç düşünmemişti böyle olacağını
Belki hep gözleri açıktı tavana çakılı, belki de odanın kapısına,
Yatağımdan bakarken uzayıp gidiyor beyaz duvarlar tavana.
Ağrılar kemirirken bedenimi, beynimin içinde dolaşan cadı,
Düşünüyorum! Azrail mi erken gelecek odaya hasta bakıcı mı?
Yine gece olacak, sadece uzun iniltiler, acılar, koşuşturmalar…
Yanımda bekleyense tekerlekli sandalyem ,suyum, ilaçlarım.
Yarın belki ilaç kokulu koridorlara çıkar insanlara bakarım,
Pas pas yapan Recep beye selam verip bir gizli sigara yakarım.
Zaman burada uzun, zaman burada bitmez, koridorlar sessiz..
Kimine zaman yok, kiminin gözü duvarda bir noktaya çakılı.
Dışarıdan,cansız gelen Akşam ezanı elleri göğe kaldıracak
Nöbetçi hemşirenin topuk sesi ile, kapı gıcırdayarak açılacak,
Çelikten iğne sıcak ağrı kesici damarımdan beynime akıtacak.
Yine kabus dolu uzun gece, öksürük, ter alnımdan akacak.
Ya Şafi; bu gece iki dünya arasında hangi kulun gidip gelecek,
Kimleri yanına alacaksın, kararmış yüzler kabuslar görecek.
Yarabbi neyin beklemesi bu, öteye hazırlıksa acı ilaçlar niye,
Ebed çok mu uzak? şimdi mi? yarın mı? bu ipler hangi ellerde?
Azrail meleğin şimdi gelse gözümü sabrederek kapatırım,
Senden gelecek müjdeyi elbet mezarımda sessizce beklerim.
Haf u reca içinde bekleyiş. Ya cennet bahçelerinden bir bahçe…
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun…”
Erkan Ergin
20.03.2012
Kayıt Tarihi : 21.3.2012 18:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!