Gel kardeş, geçmiş olsun, biraz düşkün gibisin,
Hastalık da bir nimet, sağlıktan farklı gayri.
Her daim sağlık olsa, her günün bayram olsa,
Zengin ve güçlü olsan, görmezdin bizi gayri.
Külli şeye bir sebep, hastalığın nedendir?
Epey acı çekmişsin, gitmiş günahın gayri.
Ey şifacı bana bak; sen hiç damdan düştün mü,
Derdime bir derman bul, söyletme beni gayri.
Derdi veren Rabbime, yalvaralım hep birden,
Dermansız dert olur mu, kula ölümden gayri.
Rabbim derdi yarattı, sağlığını arattı,
Söyle ne önemin var, Hakka duadan gayri.
Varlığa geldik yoktan, hastalık/sağlık Haktan,
Çare aramak bizden, şifa Allahtan gayri.
Sebep biziz, el Resul, şifa da Şafî’dendir,
Ya Şafî ve Ya Hâkim. oku Cevşenden gayri.
Bal ve Kur’an şifadır, hem bedene hem ruha,
Baharatı unutma, iç bir soğuk su gayri.
Orucunu tutasın, riyazeti sevesin,
Ayak sıcak, baş serin, ruhunda gam yok gayri.
Sadaka ver, dua al, şükret, belaya sabret,
Herkes sana dost olur, nefsini bilmem gayri.
Sağlığına dikkat et, büyüklerden dua al,
Manevi hastalıklar sinmez bedene gayri.
Tabiat eczanesi, tılsımlarla doludur,
Ne ararsan bulunur, Kur’andan ara gayri.
Her nebatın farklıdır, sana faydası, hayrı,
İlacın besin olsun, besin de ilaç gayrı.
Hasan der ki, herkese; ömür geldi, geçiyor,
Ölümden ötesine giden bir yol yok gayri
Hasan Özçelik 2
Kayıt Tarihi : 15.5.2020 18:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir; halk hekimliğinin özellikle Osmanlı döneminde hastaya ve hastalıklara bakışını, tedavi yöntemlerini, koruma tedbirlerini anlatmak için yazılmıştır. O dönemlerde günümüz hastanelerinin yerine şifahaneler vardı ve hemen hepsinin girişinde Lokman Hekim’den varid olduğu sanılan şu beyit yazılı idi; Ne ararsan bulunur, derde devâdan gayrı, Elimizden ne gelir, Hakk’a duâdan gayrı. Bu şiir de mezkur beyitten ilham alınarak yazılmıştır. Hiçbir hadise tesadüf eseri ortaya çıkmaz. Her hadisenin de bir görevi var. İnsana haddini bildiriyor. Çekilen zahmet günahları hafifletir. İnsanoğlunun hayırda eli kısadır.Derdi veren de şifayı veren de Allahtır. O’na dua etmekten başka elimizden ne gelir. Duamız olmazsa bir önemimiz yoktur. Baharat harareti artırır, terletir, terleme ile bünyeden zehir uzaklaştırılır. Soğuk su şifadır. Ayağını sıcak, başını serin tut ve üzülme. Allah’ın dediği olur, en sonunda ölüm var. Sadaka verip fakirlerin, hürmet ederek büyüklerin duasını al. Sana herkes dua eder. Sana en büyük düşman ise nefsindir. Bedeni(maddi) hastalıkların sebebi manevi hastalıklardır. Kur’an, her türlü derde devadır, tabiattaki her şey bu kitapta anlatılmaktadır. Ara, bul. Şifacıbaşı (yani başhekim) hastaya hastalığının önemsiz olduğunu anlattığında; hasta derdi çeken bilir, sen benim halimi hiç yaşadın mı diye şifacıbaşına sitem eder. Halbu ki şifacıbaşı işini gayet iyi biliyor. Musibeti küçük görmek gerekir, küçüldükçe kaybolur. Büyük gördükçe de büyür, altında ezilirsin. Bir adama iyisin, iyisin dense iyileşmesi, fenasın fenasın dense fenalaşması çok vuku bulur. Şifacıbaşı da sonuçta bir sebeptir. Rabbim dilerse şifaya kavuşursun, maneviyatını yüksek tut, demektedir. Bu anlatılanlar günümüz sağlık çalışanlarında da bir ilham kaynağı olur, inşallah.
![Hasan Özçelik 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/05/15/hasta-ve-sifacibasi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!