Hasretler, Düşler Mengenede

Sevgi emek
Sevgi özveri demek
Sevgini yüreğine
Resmini gözlerine işlemek
Renk renk Anadolu kilimi gibi
Her rengi, her şekli bir anlam
Alın teri, göz nuru
İlmik ilmik meşakkatler, hasretler
Nesnelere, kavramlara sinecek
Hasretin dağları delecek
Eleyecek seni, un edecek
Çöllere düşecek
Eriyip tükeneceksin
İğneye, ipliğe döneceksin
Ömrün tükenecek
Dinmeyecek hasretin
Kavuşmalar düşsel
Bulanık bir resimdir
Tirşe renkli bulutlara batacaksın
Süyüm süyüm ağlayacak, yanacaksın
Baharlar mahzun
Çiçekler üzgün, solgun olacak
Kuş seslerinin
Deli rüzgârın özlemini çekeceksin
Ah! Bir deniz kıyısında olsam diyeceksin
İçinde hiç dinmeyen
Hırçın, Asi dalga sesleri
Ürkütecek sessizlik seni
Kemiklerine işleyecek
Ölümü özlemek gibi seveceksin
Ve aklından hiç çıkmayan
Sevgilinin yokluğuna sarılacaksın
Dokunmaların, sevişmelerin unutulmaz
Dayanılmaz şehveti sızacak
İçine, en içine işleyecek
İliklerinde duyumsayacaksın
Ah bir balaban olsam
Yara kavuşsam diyeceksin
Geçit vermez, erişilmez
Alamut kalesi gibi haşmetli
Gizemli dağların karlı doruklarında
Titreyip üşüyecek
Alev alev iç çekeceksin
Kan ter içinde uyanacaksın
Karabasanlardasın
Hasretlerin, düşlerin mengenede