Taşında gözüktü nenemin izi,
Ağaçlar selâmla açar her sözü.
Sıla özlemiyle yanar her dizi,
Hasretle çağırır Yaylacık beni.
Ekin biçtiğim o sarı tarlalar,
Çocuk sesleriyle dolu bağ, bahar.
Kırda gezen keçi, kuzu, tay, taylar
Düşümde yaşatır Yaylacık beni.
Köy çeşmesinde su içtim kana kana,
Yıldızlar kayardı gecenin yana.
Bir yudum mutluluk, bir tutam mana
Sır gibi saklar hep Yaylacık beni.
Dağlarda gezerdim davar peşinde,
Rüzgârla koşardım yazın neş’emde.
Hangi hal unutur çocuk düşünde
O koku, o sevda... Yaylacık beni.
Bir dut dalı kaldı hatırayken dal,
Bir yarım sevdaydı köydeki masal.
Gurbetle yansa da bu yürek, bu hal
Ömrümce anacak Yaylacık beni.
Ozan Güner der ki: Dönsem yeniden
Koşsam taş yolları yürekle, beden.
Kabrim dahi olsa sılada, neden?
Toprağa yazacak: Yaylacık beni!
Ozan Güner Kaymak
Amsterdam 12.07.2025
Kayıt Tarihi : 12.7.2025 22:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!