Gözlerin
Gözlerin
Mahpushane duvarlarında
Bir kurşun gibi.
Umutsuzluğuma
Öfkeme,
Doğrulmuş bir namlu gibi.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
bir serbest şiir yazmaya çalışan olarak okudugumda daha bir almak gereken mesafefi görüyorum yolun açık olsun usta
Acı,hüzün ve hasret yüklü harika dizeler okuttun Can Toprağım.Baki dostluk,selam ve sevgilerimle...
'Çektiğim her acıdan,
Hüzün yüklerken yarına;
Ay ışığında
Yıkanır düşlerim.
Beyaz bir kefen giyer,
Mahpustaki sevdalar...
Buram buram
Yar kokusu sararken,
Son sözünü
Kendine söyler yar.
Hasretine bir selamın yeter !... '
236-DAĞLAR BENİMLE AĞLAR
Dağlar bir köşesinde ağlar vatanın,
Ben bir başka köşesinde,
Gâliba onlarla birdir kaderlerimiz.
Boğar hıçkırıklarımı koca dağlar,
Karşılık vermez yakarmalarıma,
En yürekten,masum dualarım.
Allah'a gidecek olsa dualar,
Tutar onları onca kara bulutlar.
Dökülür bütün boşa çıkan umutlar,
Fakir-fukaranın üstüne damla damla,
Yağmur yağmur,dolu dolu,
Fırtına,yıldırım,şimşek!
Ya dağ başında,ya tarlada çalışırken,
Ya gece ortalarında uykuda,ya da gündüz,
Yine başlar bir ağıt,bir hıçkırık,
Derin ve etkili,boğuk mu boğuk!
Ol koca dağlar karlı,yağmurlu,
Sis dolu,duman yüklü,soğuk mu soğuk!
Ol koca dağlar elem dolu,dert dolu,
Nasıl ama nasıl durulsun?
O umut yüklü sevda,o çilekeş arzu,
Nasıl,nasıl duyulsun?
Nazım İNCE
Mükemmel bir şiir okudum kaleminizden dost, ezgisi içinde saklı adeta. tebriklerim sonsuz...
MAHPUSHANE DUVARLARINDA , ÖLÜMCÜL SİLAHA DÖNEN GÖZLER ,,, AŞKI VURUR EN ÇOK VE HASRETİ VE UMUDU,,, ÇOK GÜZELDİ KUTLARIM SAYGIMLA FATMA HATUN ESEN
Cok guzel bir siir olmus tebrikler, Hayirli calismalar ...
Gözlerin
Gözlerin
Mahpushane duvarlarında,
Ölümcül bir silaha döner
şair yüreğinize sağlık.kutlarım.yüreğinizdeki sevgi hiç solmasın.saygılarımla..
Gözler, Türk şiirinde ne de çok işlenmiştir. Sevgili belki de sadece gözler ile anlatılır olmuştur. Böylesi yoğun işlenilen bir konuda şiirinizin kendini sevdirmesi bence yapmış olduğunuz teşbihlerden olsa gerek. Çaresizlik, özlem, mahpusluk... Bir de usta işi kurgu ve başarılı bir anlatım bir araya gelince tadına doyulmuyor şiirinizin. Kutlarım ...
Hasrete gebe buz gibi maphushane duvarlarında umut; bir beyaz güvercinin kanatlarında konar pencerene ansızın...... Kalemiziniz kutlarım. Ferah YILMAZ-dağarcık
k u t l a r ı m
Yine güzel bir siir, sair yüregin sesi...
*T*E*B*R*i*K*L*E*R*
Ramazani Serifiniz Mübarek olsun.
ALLAH orucu idrak eden tüm din kardeşlerimize cennetin reyyan kapısından girmeyi nasip eylesin..Ramazanın son on gecesinde Kadir gecesini arayınız..
♥ (¯`´•.¸(¯`´•.¸ _______ღ ♥ ღ _______ ¸.•´´¯) ¸.•´´¯) ♥
♥ -==-♥ °°Leyle'tül Kadr Geceniz°°♥ Mübarek Olsun-==-♥
♥ (_¸.•´´(_¸.•´´_¯¯¯¯¯¯¯ღ ♥ ღ ¯¯¯¯¯¯¯ `´•.¸_) `´•.¸_) ♥
Huzurlu Ramazanlar diliyorum.
Fatimâ Hümeyrâ Kavak
Güldeste Siir Grubu /muzda paylasiyorum...
Bu şiir ile ilgili 224 tane yorum bulunmakta