bildim…bakışlarda sırlandı her dem…
Düşün…düm…
Ne kaldı yazılmaya dair? Her şey derken, ne çok hiçlerin, bir çok şeylerin geçtiği çizgiler meçhulleniyor zamanla…Onlarcasını kalem
ucuna devranlamak…kalabalık yüzlerin hatlarında yanlızlamak…
Her şey denen şeyi keşfeylemek için mi;
Sonsuzlamak için mi bunca yıldızlanış? ..
Düş…tüm…
Mutlak düşlerin girdabında bulurken kendini, yalazını savururken pervanelenirken ateşlenmelere…
Ne istersin?
İster misin ruhsuz bedenlerin gamsız bakışlarında kaybolmak? ..
İhanetin zifrini işlediği karanlığı mumlamak! Zifirlerde gölgelemek
kimseliği…
Dön…düm…
Dönmelisin, döndürmelisin kırık çarkını.
Kimsin? Kimsesin?
Sessiz ve suskun niyetlerin vaktindesin.Neyi nasılda ararken; tuzlanırken teninde üşümekliğin; demezken, söylenemezken tutkunun zaafını, elbet bilirsin harmanı harman eyleyen rüzgarı! ..
Harmandın…harmanlandın…vaktindesin!
Savmakta mısın sıranı,
Beklemekte misin? ..
Gizlenirken ufkunda vahalar, kumlanırken çöllerin samı, poyraza açarsın bağrını.
Duruverir zaman, poyrazı kucaklarsın…
Kimsin? Kimsesin?
Sanırsın ki uçtu aklın…yazdı kalemin…çatıverirsin de kaşlarını bir od yakmazsın.
Sanırsın ki yandı için….küllendi bilinmekliğin…
Dönsün! .. Çoğu gitti gidenin.Naralan türküleri güneşe dair…
gülümsesin!
Bir el iz bastı.
Bahar yağmurları çiselendi durmaksızın.
Yoruldum…yorgundu bahar.
Onca filizlenmelerin silkinişinde uyanıverdi cümle alem. Gelinlik
giyerdi, allanıverirdi toprağın bağrı.Kırmızı kuşaktı, dolanıverdi ince bellere…
Ya kimler yandı, kimdi sevdalığın kıraçlığı? ..
İz bastı…
İğde çiçekleri açardı, tutardı ellerinden;
Sonsuz ovaların ufku sığlanırdı…
Kimsin? Kim senin sesin? ..
Bahar yorgundu da, yitik mevsimlerde mi dirildi için?
Çocuk gönülleşmeleri sarıverirdi taptazelikleri.
Hayat gülüyordu her dem körpecik gözlere;
Ve hayat burun kırıyordu şafaksız tebessümlere…
Aranmak! ..
Gözükara yokluklarda aranmak kendini.İçindekini sonsuzlamak;
tükenmeyen burulganlarda semazen gönüllerle kanatlamak niceliği…
Yapraklar kapanıveriyordu, çekiliyordu…
Kendi yüzüne dönüveriyordu her biri her akşam üstü. Gün yüzüne
dönerken, dem çekerken hüzmeliği, zerrecesine işlerken kadifemsiliği…
Kim senin güneşin…kimdi? ..
Ey diyar…yar! ..
Hilal matem tutardı her dem. Tomurcuktu yıldızlar açılmaya nazır.
Sürmelendi yokluk…sürme çekti kelem çiziklere her dem…
Yar’im…
Seheri türkü eyleyip dillerde, bir yıldızın günahında bakışlamaktı
kısmeti.Parıldamaklıklar buğulanırdı da, alasabahsız gün doğmazdı…
Palazlanmazdı rüzgarsız yürek!
Kor olmayan demir doğrulmazdı.
Gökyüzü yel savurur, namelere intiharlanırdı kanatlar…
Ay yar! ..
Yar’sız türkü yakılmadı…yakılmazdı! ..
Silkin ve savur nihayet çehrenden mazlum ilmekleri.
Gözler kısıklaşırdı da, hünerlenmezdi…
Zamanı közler mi her şehir? Hangi diyar saklar aşk’ı bağrında? ..
Kaldırımlar efkarlanırdı her adımda.Kimselere giderken amansız…bilmem kaç gece akşamsız, sabahsız.
Ürkerdi ellerim…kaybolurdu çehreler…
Yine açar bahar...
Sarhoştu mevsim, berduştu hiçbir vaktin sığmadığınca.
İz bastı tenime! ..
Sillesiydi, amansızdı!
Bahar hep açardı…
Ve türerdi ölümden gayrı.Alapaça taylar şahlanırdı, kopuverirdi vaktinin daraldığınca…
…haydalanmalardı;
…ölen ölür, kalan sağlardı;
Yar…bildiğince geçer bahar...
İz bastı!
Mühürlendi…
Mest olan kimdi ey yar? Kimdi kimsesizliklerde baki kalan?
Geçti gitti bildiğim nice kiraz vakti; allanmadı dudaklar…
Kim kilit vurdu baharın gözlerine?
Kalemdi! .. Ferman ferman sürme çekti yarelere! ..
Kimsin! Kaçıncı vakitti tek başına visallendiğin?
İz bastı.
Tutamadım, kayıverdi ellerimden.
Bahar mıydı, güneş mi mıhladı tedirgin duruşlara?
Sürgülüydü kapılar…ardında kimseler saklanırdı da, konuşmaklığı çığırmazdı.Bir omuz alınteri boncuklanmazdı zalım arka kapılar…
Ne kolaydı.
Yara…yara, yara dilenmek!
Yitiklemek iki başlı hançeri!
Kanla boyamak sineleri, çekip gitmek…
İz bastı!
Davul seslerinde ağlamaklıydı,
Kimdi? Ne yandı…yandaydı yavan gözyaşları…Çocuk ellerindeydi, ceplerindeydi.Dolu dolu yürek billurlanışında ağlamaklıydı davul sesleri!
Yıllar bilemek…yıllar yetirmek kurşun rengine.
Evirip çevirmekliğinde kalemin, yol olurdu dağlar…
…yollar gitmekti…düşmekti…
Kendi dizelerinde kafiyelenirdi bildiğim dağlar!
Kimsin?
Büyümeyen yürek mi eskimişliğin?
…dil bilmezdi,
yol bilmezdi…
Bahar açardı da yana yana kısmetlenmezdi…
Körpecikti.
Dağlar yücelendi, anam sinelendi yamacıma.
…yürecikti…
İz bastı dudağıma.
Ak yürekler sel oldu, ılgıt ılgıt çağıldardı göz yumuşlarda.
Yaşadığım yaş şu kadardı da, mahşere dek muştulandı divaneliğim…
Ya kimdi? ..
Dilde tutsak kalan;
Sıra sıra sayfalarda eyvahlaşan…kimdi? ..
Cümlesi yok oluverdi turnaların.
Tadı kalmadı türkünün, içlenmedi, içerlenmedi.
Kimdi? ..
Hangi turnanın kanadında feryatlandı seher yeli?
Iraktı bildiğim her diyar.
Le yar…yar…
Bozkırlarda şahlandırmak varken yağız atları,
Sonsuzlamakken, ahenge yaftalamak varken solukları,
Kimdin? Kimseydin?
İz bastı!
Adı yaraya eş yar’dı…
Yandığım diyardın da ey yar;
Hasretin uçmağına kim vardı? ..
Kayıt Tarihi : 20.2.2007 17:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)