Rüzgâr ters esiyor bu gün;
denizin üst köpükleri,
karadan derinliklere doğru gidiyor,
takıldım peşlerine gidiyorum, anılara sırtımı dönerek.
Her şey geride kaldı, limana bağlanacak hiç ipim yok,
sürükleniyorum, ardıma bakamıyorum.
sevdamı, sevgimi bırakıyorum yosun tutmuş taşların altına,
son deniz suyunun serpintilerine gömülecekler, yosunlanacaklar.
Neler kalmamıştı o taşların altında,
sesin, kokun, nefesin, sevinçlerimiz, kavgalarımız.
gömüldüler şimdi, gömdük onları, değer verdiklerimizi, değerlerimizi.
yem oluyorlar şimdi, kurtlara, kuşlara kurtlar sofrasında.
Sevip sevildiğimiz her an, gözyaşlarımız, çaresizliklerimiz,
dalgaların peşi sıra karışacaklar şimdi Çandarlı’nın sularına.
Bir uğultu, kulak dolusu, kabarık dalgaların arasında,
haykırıyorum kadere, yalnızlığıma, kahrolası anılara lânetle.
Hep peşimdeler, yorgun kollarımdan damlayarak karışıyor köpüklere,
bitmiyorlar hafifleyemiyor kollarım, gömüyorum suya başımı.
kapatıyorum gözlerimi, gölgeler birikiyor beynimin girintilerinde,
duygu yok, duygulanmak yok diyorum, genzim yanıyor.
Hasreti unutmak istiyorum, ısıtıyorlar yüreğimi,
sesini unutmak, duymak istemiyorum uğulduyor başım.
Nefreti duymak sıkıştırıyor sevgi dolu yüreğimi,
zamanı bilmemek, kaybolmak istiyorum zamansızlıkta.
İsteksiz bir güçle kulaç atıyorum,
küçülüyor ardımdan sahil kasabasının görkemli evleri.
Çiçeklerini sulayan mutlu yüzler görünmez oluyor,
denize, dilek dileyip taş atan küçük kızı da göremiyorum.
Dönüyorum suyun içinde, bulutlar suya karışıyor,
sırt üstü yatıyorum, koşarak bana geldiğin toprağı özlüyorum.
Araç seslerini, otobüsün fren seslerini çıkarıyorum beynimden,
karanlık kuytuları, otobanları atıyorum denizin derinliklerine.
Başım dönüyor, kararıyor gözlerim, güneşin ışığına kapanıyorum,
uzanıyorum sensizliğe, yalnızlığıma sarılıyorum.
Bir karaltı geçiyor gözlerimin önünden,
benden hızlı yüzüyorsun, kayboluşunu görüyorum, derinliklerde.
Karanlıklarda kayboluşun geliyor aklıma,
bırakıyorum seni orada, kollarının çırpınışıyla.
Uzatıyorsun ellerini bazen bana doğru çırpınarak,
bırakıyorum seni derinliklerde, yok oluyorsun.
Son çare dönmek düşer bana, yaşam var karada,
yaşamak var, yalnızlık bile olsa, sen derinliklerde kaybolsan da.
Kollarımın kasları yanıyor, yürek acısını unutuyorum,
yorgun bedenimi atıyorum kumsala, burnum kumlara sürtüyor,
Bir deniz kabuğu kanatıyor yanağımı, canım acıyor,
kurtuldum diyorum anılardan, seni de unuttum.
Duş alıyorum bir kabinde, aynaların karşısındayım,
kanayan yanağıma takılıyor gözlerim, izin kalmış yüzümde.
Taşıyacağım bir ömür o izi istemesem de,
Kurtulacağım beynimdekilerden, yüzümde kalsa da.
Sen gömüldün ya derinliklere, ben yüzeyde kaldıkça,
Bir gün güneş benim için de doğacak, aydınlanacağım.
29—6—… İzmir--Çandarlı
Kayıt Tarihi : 18.3.2008 10:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Yılmaz 4](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/03/18/hasreti-unutmak-istiyorum-isitiyorlar-yuregimi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!