Ayrılık ne biliyor musun ey kuş? Ne kapanan kapılar ne de hasret kokan bir mektup. Ayrılık bendeki onun içimde güne bakan bir ay çiçeği gibi büyümesi. Ayrılık her gün gün doğumunu bekleyişi. Öyle işte, kuş. Ayrılık içimde, taa içimde. Ayrılık özgür kalamamak. İçimde büyüyen onun ağırlığı başımı kaldırmıyor. Göğün mavisine, dalın yeşiline bakamamak, ayrılık baktırmıyor başka bir yere. Ayrılık gözlerinin hep o kapıda olması veya kapının ulaştığı kara zift kokan beni ondan ayıran zalim yolda oluşu. Ayrılık benim içimdeki sende saklı bir tespih. Çektikçe içimi acıtan ve saydıkça uzayan bir boncuk. Bütünü her taş. Ya bir ay, ya bir yıl, ya bir ömür. Sen neye sayarsan say, ya da sayma artık ne fark eder. Ben de ki sen içinde o kadar güzel ki, sen olmasan da özlemin yeter bana. Sen olmasan diyorum, güzel bana olur. Yoksa sensiz bir an geçer mi ömürde? Sensizlik bir ip gibi kıskanır boynumu ilmek ilmek. Öyle işte, kuş, selam götür ona. De ki sensizliğe alışamadı.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta