Hasret Kendime Yabancı--En Güzeli

Ahmet Canbaba
142

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Hasret Kendime Yabancı--En Güzeli

HASRET KENDİME YABANCI

Gözlerin bir dolunay gibi
sevişiyordu karanlığında gecenin.
Ne zaman üşüse bakışlarım
gözlerin ısıtır içimi sonra.
Karanlıklar uyur gözlerinde yakamozların
ve ayrılığına sevdalanırım karanlığın.

Şimdi bir renkler savaşıdır başlayan
maviye kurşun sıkar karanlık.
Şimdi kimi yerlerde beyazlara ölüm
yeşile ağıt var.
Şimdi bütün yükü omuzlarımda dünyanın
renklerini taşıyor karanlığa.
Şimdi bir savaşa durdu doğa
göz yeşili yapraklara bahar geldi.

Islak bakışlarından
yıkanmış bütün renkleri sokakların.
Odalara girmiş güneş günaydınlarla.
Oturmuşsun yüreğimin baş ucuna
hayatın renklerini dokuyoruz bakışlarla
türkü türkü.

Ateş böceği fırtınasındayken gece
gel aya yaslanalım.
Anıları dikelim güneşin bahçesine.
Hadi gel gelecekleri görelim gözlerde
filiz filiz açmaya durmuş.
Hadi gel dalgaları görelim sisli ufuklardan
köpük köpük kıyıya vurmuş.

Sitem edebilir misin dağlara
küsebilir misin bulutlara öfkelenip.
Nasıl paylaşıldı şu ömürler
nasıl satıldı haraç mezat.
Bulunma bir serzenişte
öykünme böyle çaresizliğine.

Bana ne kaldı şu anda dünden.
Gene gurbet çiseledi sabahın ilk ışıklarında
gene ayrılıklara uzandı ellerim.
Gene kulaklarımda geçmişin feryadı.
Bir günde bitirme şu hasreti gel.
Şimdi sizlerle yarınlar en güzel
en renkli olmalı yaşamanın tadı.

Gözlerime yeni bir dünya düşüyor
değince hasrete ellerim.
Avuçlarıma
acıların düşüyor.
Göz bebeklerime
her dokunuşta sevinç.
Ağlamalarından hüzün fışkırır
hayatın bin bir renginden umut.
Umudun çocuk çığlıklarından aydınlık.
Böyle mi bitsin isterdin
aynalar tedirgin baktığımda kendime
kendime baktığımda kilitlenir
gözlerime gözlerim.
Ben miyim bu yabancı
yüreğimin kafesinde kendime.

EN GÜZELİ

Eti benim kemiği benim dedi
yaramaz bir çocuk oldu özgürce.
Yıktı kumdan kalelerini.
Bereketli bir yağmur gibi yağdı
sevgi tarlalarına.
Boy attı
taze bir filiz gibi delip toprağı.
Kimi zaman duyguları emip içine
büyüdü biraz sevda katıp hayatına
güneşin sıcaklığını yükledi omuzlarına
İçinde umutları
ve ışıldayan kuzey şafağı bakışlarıyla
ne güzel ağırladın insanlığı
hoşça kal demeye dilim varmıyor çocuğum.

Eti senin kemiği benim dediler
Koparılmış bir çiçek gibi düştü avuçlarına
İşine son verilmiş insanların yüreği gibi
attı yüreği.
Çaresizliğin suskunluğuna bürünüp
korkunç çareler kuşattı düşlerini
Her biri bir kurtuluş oldu
her biri bir kaçış kendinden
Açlık taştı çocuksu bakışlarından
Çaresizliğe dönüştü ne varsa dünden
Kesildi umudunun yolu
yalan rüzgarlarıyla döndü
yel değirmenleri.
Alın teri öğütüldü dişli çarkında hayatın
Sermayesi göze battı
Demek ki emilecek daha çok kanı var
Uşak oldu patronuna

Eti senin kemiği senin dediler
Kim vurduya gitti zavallı

Ahmet Canbaba
Kayıt Tarihi : 15.12.2006 12:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hacer Alioglu Yakuti
    Hacer Alioglu Yakuti

    Sitem edebilir misin dağlara
    küsebilir misin bulutlara öfkelenip.
    Nasıl paylaşıldı şu ömürler
    nasıl satıldı haraç mezat.
    Bulunma bir serzenişte
    öykünme böyle çaresizliğine.

    Çok güzel bir anlatım
    şiirlerinizin takibindeyim hocam
    selamlarımla

    Cevap Yaz
  • Sengul Deper
    Sengul Deper

    Sitem edebilir misin dağlara
    küsebilir misin bulutlara öfkelenip.
    Nasıl paylaşıldı şu ömürler
    nasıl satıldı haraç mezat.
    Bulunma bir serzenişte
    öykünme böyle çaresizliğine.


    Gurbetteki gunler zordur, agittir her gun gizli sevdalar gibidir icli ve aci,bu guzel dizeler icin tesekkur ediyorum dost kaleminiz daim olsun

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Ahmet Canbaba