Hasret çiçeğim
Yağmurlar düşerken körpe bağına 
süzülür damlalar gül yaprağına
takılıp gurbetin hüzün ağına
bir sen mi solarsın hasret çiçeğim
Sarıp dikenlere gönül acını
indirme başından ümit tacını
rüzgarda savrulan ipek saçını
bir sen mi yolarsın hasret çiçeğim
Estikçe başından gurbet yelleri
okşarsın hasretle açan gülleri
mutluluk içinde eski günleri
bir sen mi anarsın hasret çiçeğim
Dalıp anıların buruk seyrine
gözyaşı dökersin hasret nehrine
yediğin ekmeği gurbet zehrine
bir sen mi banarsın hasret çiçeğim
Denizler dalgalı alınlar sisli
yollar sıra sıra engel dizili
herkesin ateşi içinden gizli
bir sen mi yanarsın hasret çiçeğim
Seller feryad eder dağlar ses verir
bir ömre bir sevda sanma az gelir
şimdi her gönülde bir ah yükselir
bir sen mi ağlarsın hasret çiçeğim
Coşkun akan seldim duruldu kalbim
gurbet eller gezdim yoruldu kalbim
aşkın hançeriyle vuruldu kalbim
bir sen mi kanarsın hasret çiçeğim
Bir tek sen değilsin hasretlik çeken
gizli köşelerde boynunu büken 
sılada sevdalar gül gül iken 
bir sen mi solarsın hasret çiçeğim
Can Nuri’yim nice canlar canıyım 
diyar diyar gezen garip arıyım
gurbetin hasretin en kör yanıyım
bir sen mi dolarsın hasret çiçeğim
Gittin Ya
Gittin aynalarda silindi yüzün
kalbimi ateşe yakışım ondan 
içimde sızılar gözümde hüzün 
böyle melûl-mahzun bakışım ondan 
gittin ya yaprak döktü sevgi ağacı
inleyen dalında ince bir sancı
gittin ya her yer şimdi yabancı
kendimi dağlara vuruşum ondan
gittin boyun büktü güller gülşenler 
gittin ya sarardı soldu bahçeler
uzak diyarlara göçtü serçeler
esen yele haber soruşum ondan 
gittin ya tükendi mavi aydınlık 
gittin ya şimdi her yer karanlık 
mevsimler yüzüme gülmüyor artık
böyle garip garip susuşum ondan
kalmadı bir umut tükendi neşem
vakitsiz boynunu büktü menekşem 
yüzünü görmeden ölmek endişem
böyle boynu bükük duruşum ondan
Destelenip gel kalbime
Çiçeklerden bir demet ol 
destelenip gel kalbime 
şarkılardan bir demet ol 
bestelenip gel kalbime 
sen kovan ol ben de balın 
sen çiçek ol ben de dalın 
sen sultan ol ben de kulun 
sevdalanıp gel kalbime 
gerçek aşkın derin dibi 
ne kar dinler ne de tipi 
uzaktan bir mektup gibi 
postalanıp gel kalbime 
sen ağaç ol ben de yaprak 
sen tohum ol ben de toprak 
uzaklardan ırmakırmak 
duygulanıp gel kalbime 
bu dünyada tekmiş gibi 
dala tohum ekmiş gibi 
kara sevda çekmiş gibi 
hastalanıp gel kalbime 
baharlardan sevincim ol 
şiirlerden bir incim ol 
her gönülde birincim ol 
destelenip gel kalbime 
dostluğuna el vereyim 
yağmuruna sel vereyim 
şiir isen dil vereyim 
bestelenip gel kalbime 
Merhaba can dostum sen sefa geldin
Şu acı günüme geldin yetiştin 
merhaba can dostum sen sefa geldin 
vur ki, hançerini deşilsin yaram 
dermansız derdime bin deva geldin 
Dostluk hasretidir dostluğun kârı 
kalplere mühürdür dost yadigarı 
Hep dosta çağıldar gönül pınarı 
bu dost hanesine gül vefa geldin 
Yalan değil hasretinle solduğum 
gelenden geçenden haber sorduğum 
gözünün yaşına kurban olduğum 
gönül mihrabıma pir sefa geldin 
Dost odurki her şeyi yüze söylesin 
dostunun uğruna canını versin 
iki eli kanda da olsa gelsin 
fakir hanemize dost sefa geldin 
Kar yağsa dağlara çekilse duman 
hasretin yolunda geçse de zaman 
dostluk can içredir, can içinde can 
gönül kapımıza hak sefa geldin 
Ben bir Can Nuri’yim candan ikrarım 
dostuma hasrettir figanım – zarım 
sevgiyle örülü gönül duvarım 
mertlik kalesine bin sefa geldin 
Gül olaydım o kınalı elinde
Yar senin elinden mendil olaydım
sürmeli gözüne süreydin beni
hayal bahçesinde bir gül olaydım
her bahar rüzgara vereydin beni
bir şarkı olaydım gönül dilinde
bir nağme olaydım sazın telinde
gül olaydım o kınalı elinde
her seher koklayıp öpeydin beni
sabır kapısında taşa döneydim
dolanıp dolanıp başa döneydim
gözünde süzülen yaşa döneydim
her gece yastıkta sileydin beni
yüce dağ başında pınar olaydım
nazlı nazlı yar kalbine dolaydım
gül olup uğruna her gün solaydım
her gelip geçende göreydin beni
Can Nuri yoluna dağlar deleydim
canından can dostu beni bileydin
ellerim elinde düşüp öleydim
kalbinin içine gömeydin beni
Bahar sensin, Bahçe sensin, Gül sensin
Bahar sensin, bahçe sensin, gül sensin 
şiir sensin, mısra sensin, dil sensin 
ateş sensin, duman sensin, kül sensin 
hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin 
baharda tomurcuk nazlı çiçeksin 
ömrümü önüne serdiğim renksin 
uğruna canımı verdiğim cenksin 
hangi yana vursam, kime gitsem sensin 
Arım sensin, çecim sensin, balım sen 
bahar sensin, çiçek sensin, dalım sen 
ipek sensin, şalım sensin, alım sen 
hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin 
Gül gülşenler seninse, sen de benim 
dünya alem seninse, sen de benim 
aşk-ı nağme seninse, sen de benim 
hangi yana vursam, kimi sevsem sensin 
Canımda özüm, özümde can sensin 
ruhumta gözüm, gözde nihan sensin 
vatan-ı tacım, tacı cihan sensin 
hangi yana vursam, kime gitsem sensin 
Göster cemâlini ey mihribanım 
hilâl kaşlım, aybakışlım, can yanım 
usul boylum, gül gamzelim, fidanım 
hangi yana vursam, kime gitsem sensin 
sevincim, neşem sensin, hevesim sen 
sensin kalbimin sesi, nefesim sen 
aynalarda baktığım her resim sen 
hangi yana vursam, kime gitsem sensin 
yalancı dünyada baş tacım sensin 
sevincim, huzurum, tek acım sensin 
düşmüşüm derdine, ilacım sensin 
hangi yana vursam, kime dönsem sensin 
Ömrüm sende, gönlüm sende, gözüm sen 
şarkım sende, sazım sende, sözüm sen 
nazım sende, yazım sende, özüm sen 
hangi yöne dönsem, kime gitsem sensin 
Bülbül-ü bi-zarım, figanım sensin 
derdine düşmüşüm dermanım sensin 
bir mahkümüm idam fermanım sensin 
hangi yana vursam, kimi sevsem sensin
Geldi hazân, yine hüzün, yine gam
Cümbüş kırık, neyzen suskun, ney suskun
geldi hazân, yine hüzün, yine gam
şarkı suskun, meyhan suskun, mey suskun
geldi hazân, yine hüzün, yine gam
hicran dilsiz, yaş gözsüz, mevsimler güz
şair suskun, şiir suskun, tar sözsüz
yine boyun büktü akşamlar öksüz
gazeller savrulur nereye baksam
Dünyayı sevene dar eylemişler
sevdayı göğsüme nar eylemişler
bülbülü bir güle zar eylemişler
elde hazân, gülde hüzün, dalda gam
Rüzgar hicran inler gönül secdede
nağmeler aşkı kanar her hecede
ay küser bir efkâr basar gecede
bir ince sızıdır iner her akşam
Felek ki, demirden örmüş ağını
ceylanlar aşk için yakmış dağını
gazeller savurmuş gönül bağını
elde hazân, gülde hüzün, dalda gam
Bak yine çöktü efkar her yer karardı
bahçe gazel döktü yaprak sarardı
her sokak başını bir elem sardı
geldi hazân, yine hüzün,yine gam
Tipi bize, boran bize, kar bize
feryat bize, figan bize, zar bize
hicran bize, fizan bize, har bize
geldi hazân, yine hüzün, yine gam
Geldi hazan, yine gam, bana düştü 
yine figan, yine zar cana düştü
vurdu her birimiz bir yana düştü
geldi hazan, yine hasret, yine gam
Baharlar tükendi  yazlara kaldık
Geçip gitti üstümüzde mevsimler
baharlar tükendi  yazlara kaldık
soldu anılarda kalan resimler
sevgiler islendi nazlara kaldık
çöllere düşmüşüz bir aşk yüzünden 
kavrulup pişmişiz bir aşk yüzünden
zehirler içmişiz bir aşk yüzünden
figan-ı  feryad avazlara kaldık
gidenler bir haber salmıyor artık
dostluğa bir selam almıyor artık
tezeneler kırıldı çalmıyor artık
türküler tükendi sazlara kaldık
her gün bin kahır her dakka bir çile
bin eza yüklendik biz bile bile
bağlandık aşklara kördüğüm ile
pınarı kurumuş hazlara kaldık
Sevenler Ah Çeker Neylersin Ceylan
Sen dalları kırılmış boynu bükük karanfil 
unutulmuş bir türküsün dağ başlarında 
çıkıp yücelerde gezersin ceylan 
kalbinde sızılar sezersin ceylan 
ben seni severim canımdan öte 
sen yüce dağları seversin ceylan 
yüce dağbaşları duman kar olur 
sevenin gönlünde sevda zar olur 
sanmaki bir ömür hep bahar olur 
yücelerden bakıp seyran eylersin 
aşk ile gönlünü eylersin ceylan 
rüzgara şarkılar söylersin ceylan 
yalancı dünyanın kanunu böyle 
sevenler ah çeker neylersin ceylan 
yolunun üstüne tuzak kurulur 
sevgiye vurulan bir gün vurulur 
sanmaki uzaklar hep seni korur 
dağlara şarkılar söylersin ceylan 
sen gönül türküsü, dağlar maralı 
dolaşıp dururuz bahtı karalı 
vurmuş felek bizi canevimizden 
gezeriz dağları yaslı yaralı 
çıkıp yücelerden Can' a el eyle 
gülmeyen bahtına türküler söyle 
yalancı dünyanın kanunu böyle 
sevenler ah çeker neylersin ceylan 
Gidiyorum gözün aydın 
Gidiyorum gözün aydın 
artık arama arama
kaş üstüne düşen zülfün
istersen artık tarama 
bekleme benden haberi
ölüm olsa dönmem geri
derman diye onca zehri
döktün yarama yarama
ayır artık yollarını
buzlara sar kollarını
aşkın kanlı oklarını
vurdun yarama yarama
gidiyorum gözün aydın 
artık arama arama
derman diye onca zehri
sürdün yarama yarama
Kalbimin içinden gül verdim sana
hayatın içinden el verdim sana
elimi tutacak ellerin nerde
kalbimin içinden gül verdim sana
gülümü derecek ellerin nerde
senin için dikenleri gül ettim
senin için acıları tül ettim
senin için ateşleri kül ettim
alıp savuracak yellerin nerde
ben senin uğruna hapisler yattım
ben senin uğruna acılar tattım
ben senin uğruna dünyayı sattım
halimi soracak dillerin nerde
uğruna sümbüller, güller büyüttüm
aşk için umutlar, düşler büyüttüm
besteler, şiirler, sözler büyüttüm
sazımı çalacak tellerin nerde
tut elimi kaldır düştüğüm yerden.
kurtar beni bu amansız dertten
ne yapsam gitmiyor hayalin serden
sevgiyle bakacak gözlerin nerde? 
Gözlerin
Deniz esrarında huzur mu bulur
Mavi mavi bakıp gider gözlerin
Kadeh kadeh dudaklara sunulur
Derya derya akıp gider gözlerin
... 
Hasret yağmuruyla yaşlar inerken
Duygu denizinde tufan dinerken
Yüreklerde tüm arzular sönerken
Alev alev yakıp gider gözlerin
Yapraklar gibisin güller gibisin
Sazlarda inleyen telden hislisin
Yıldız yıldız bulutlarda gizlisin
Şimşek şimşek çakıp gider gözlerin
Bitmez bir hayalsin, sonsuz bir hülya
Mehtaplı gecede en güzel rüya
Seninle sabah olur, döner dünya
Duygu duygu akıp gider gözlerin
Baharda başkasın, yazda bir başka
Servgide başkasın, hazda bir başka
Çalımda başkasın, nazda bir başka
Sevda sevda yakıp gider gözlerin
Figandayım, firgattayım, zardayım
Turna idim uçamadım gölümden
mecnun idim kaçamadım çölümden
bülbül idim uzak düştüm gülümden
figandayım, firgattayım, zardayım
aşkın narı tutuşunca gönlümde
eğildi dağ gibi başım önümde
pervaneler gibi yanıp döndümde
yamandayım, amandayım, zordayım
sabır kar etmedi gözyaşlarıma
yaz ayı yel vurdu yamaçlarıma
güz ayı kar yağdı gür saçlarıma
tufandayım, borandayım, kardayım
amanımda be hey dağlar amanı
dağılmaz başımın gamlı dumanı 
ecel peşimizde gitme zamanı
hicrandayım, dumandayım, gamdayım
üç günlük dünyada barınamadım
kime ne ettiysem yaranamadım
cehennem narından korunamadım
fermandayım, ataştayım, nardayım
bahar gelmez artık gönül gülüme
boyun eğdim ihanete, zulüme
selam saldım gelsin çirkin ölüme
virandayım, zindandayım, dardayım
Hiç dinmedi yaşım benim
Ta doğduğum günden beri
hiç dinmedi yaşım benim
yedi başlı belalardan
kurtulmadı başım benim
oy yaradan oy yaradan
dertli doğdum ben anamdan
bin ok ile vurdu felek
kan damlıyor her yaramdan
ekinimi biçemedim
göçer oldum göçemedim
önüm arkam seçemedim
derin geçti kışım benim
oy yaradan oy yaradan
dertli doğdum ben anamdan
bin ok ile vurdu felek
kan damlıyor her yaramdan
boynu bükük ince daldım
karlar yağdı yara aldım 
kara bahtım yere çaldım
zehir zıkkım aşım benim
oy yaradan oy yaradan
dertli doğdum ben anamdan
bin ok ile vurdu felek
kan damlıyor her yaramdan
Can Nuri geçen yıllara
yol oldu zalim kullara
sonu gelmez acılara
mezar oldu döşüm benim
Gözümün yaşıyla ellere verdim
Kopardım meyvemi bağlara verdim
uçurdum hasreti dağlara verdim. 
yare bağladığım şu seven kalbi 
dağlayıp göğsümden ahlara verdim 
aşkın ateşiyle yaktım gönlümü
göklere savurdum sönen külümü 
elimde büyüyen nazlı gülümü 
gözümün yaşıyla ellere verdim 
bir ömür üstüme kara bağladım
aşkın hançeriyle döşüm dağladım
bir yar için gece gündüz ağladım
aktıkça gözyaşım sellere verdim
gidip geldim ölüm - yaşam arası
silinmedi ak alnımın karası
kanadıkça şu gönlümün yarası
ılgıt ılgıt esen yellere verdim 
mevsimler sarardı, rüzgârlar üzgün 
kederler üşüştü, sevinçler sürgün
şu yalan dünyada gülmedim bir gün
yazıp efkarımı tellere verdim
ya bu dünya yalan, ya da bu hayat
uçamaz hiç bir kuş kırıksa kanat 
bir ömür boşa gelip geçti heyhat
bir aşk ki, dilden dillere verdim
Munzur dağı çiçek açmış gülümser 
"Munzur Dağı Silelenmiş Garinen 
Aram Açık Ela Gözlü Yarınan
Eller Düğün Bayram Eder Yarınan 
Benim Günüm Geçer Ah-U Zar’ınan"
Türkü
Munzur dağı çiçek açmış gülümser 
eser ılgıt ılgıt yel bayram eder
bahar gelmiş karlar erir yol sesler
çoşar deli deli sel bayram eder
nazlı menekşeler titrer rüzgarda
arzu halim kaldı o güzel yarda
ne bilsin bu başım elemde, darda
vurur tezeneler tel bayram eder
sormayın kalbime kalbim ne diyor
düşmüş ataşlara feryat ediyor
sevdiğim kız ele gelin gidiyor
çalınır davullar el bayram eder
nergizler uyanmış keklikler seker
yardan ayrılması ölümden beter
hasret bahçesinde bülbüller öter
dalmış hayaline gül bayram eder
ne bir gül kokladım ne bir gül derdim
ne de bu dünyada murada erdim
en güzel gülümü ellere verdim
el oğlu sarılmış kol bayram eder
herkes yüreğine bir güzel seçti
benim yüreğime ateşler düştü
munzur çiçek çiçek bahar erişti
yapraklar oynaşır dal bayram eder
sevinçli yaylaya göçüp konanlar
halaylar çekiyor kızlar oğlanlar
sarılmış sazına aşık olanlar
dağlar türkü türkü dil bayram eder
Sevinçler ellere, küs bana kaldı
ömür gelip geçti gülmedim bir an 
dört mevsim ağlayan göz bana kaldı 
yan ey deli gönül sen derdine yan 
türküler yellere söz sana kaldı 
kimi bağ fizanda kimi bağ bigah 
güle har düştü bülbüle gamı ah 
eyvah yaralı gülüm eyvah eyvah 
baharlar ellere, güz sana kaldı 
hayatki bir türkü bir serin nefes 
hep gülüp oynadı deminde herkes 
gülmedi kör talih gülmedi bir kez 
bayramı ellere yas bana kaldı 
bir garibim böyle, bir bahtı kara 
durmadan kanadı içimde yara 
dört mevsim hasret bıraktı bahara 
güneşi ellere sis bana kaldı 
ne dalda çiçek ne çiçekte arım var 
ne yazda yağmur, ne kışta karım var 
ah çeken bülbülüm ahu zarım var 
sevinçler ellere, küs bana kaldı 
üç günlük dünyada barınamadım 
ne yaptım kimseye yaranamadım 
cehennem narından korunamadım 
ateşi yellere kül bana kaldı
Seni sevdiğimi biliver yeter.
Hasretin çölünde açınca kuyu 
vurunca yüreğe hasretin suyu 
biz ayrı kalsakta bir ömür boyu 
senede bir selam salıver yeter 
yağmura hasret susuz çöller gibi 
baharı süsleyen al güller gibi 
aşk ile inleyen bülbüller gibi 
bir gece dalıma konuver yeter 
ayrılıklar yüreğini yakarsa 
gözlerinde damla damla akarsa 
aramızda bütün bağlar koparsa 
vuslat hasretiyle sarıver yeter 
gönül pazarında satsan da beni 
dalgın denizlere katsan da beni 
dipsiz uçuruma atsan da beni 
çıkıp semalara bakıver yeter 
boşada gitse verdiğim emekler 
sevenler usanmaz bir ömür bekler 
kavrulup yansada bütün çiçekler 
pınar ol bahçeme akıver yeter 
sensin sevdiceğim, biricik eşim 
mutluluk payım, ayım, güneşim 
yırtılıp solduysa verdiğim resim 
cismimi duvara asıver yeter 
perişan halimi hiç sormasan da 
kanayan yaramı hiç sarmasan da 
ömrümce beklesem hiç varmasan da 
gölgemi koluna takıver yeter 
döndersen yüzümü bir kez bahara 
durmadan kanasın bendeki yara 
ah etmem çeksende gönlümü dara 
bir gece koynuna alıver yeter 
şu yalan dünyada bir gün gülmedim 
bin ok vurdu felek yine ölmedim 
kastı neydi şu kaderin bilmedim 
çaresizim, gözyaşımı sil yeter 
bin dilek dilesem sayamam sana 
bir ömür seyretsem doyamam sana 
gözünde yaş olsa kıyamam sana 
seni sevdiğimi biliver yeter
Derya derya akıp gider gözlerin
Deniz esrarında huzur mu bulur
Mavi mavi bakıp gider gözlerin
Kadeh kadeh dudaklara sunulur
Derya derya akıp gider gözlerin
Hasret yağmuruyla yaşlar inerken
Duygu denizinde tufan dinerken
Yüreklerde tüm arzular sönerken
Alev alev yakıp gider gözlerin
Yapraklar gibisin güller gibisin
Sazlarda inleyen telden hislisin
Yıldız yıldız bulutlarda gizlisin
Şimşek şimşek çakıp gider gözlerin
Bitmez bir hayalsin, sonsuz bir hülya
Mehtaplı gecede en güzel rüya
Seninle sabah olur, döner dünya
Duygu duygu akıp gider gözlerin
Baharda başkasın, yazda bir başka
Servgide başkasın,  hazda bir başka
Çalımda başkasın, nazda bir başka
Sevda sevda yakıp gider gözlerin
Bağışla ey kalbim bağışla beni
Bağışla ey kalbim bağışla beni
unuturum dedim unutamadım
kanlı gözyaşımı kurutamadım
verdiğim son sözü tutamadım
bağışla ey kalbim bağışla beni
bir ömür boş yere bekledim durdum
her güne bir azap ekledim durdum
sırtıma bin kahır yükledim durdm
bağışla ey kalbim bağışla beni
yürek yanışımı söndüremedim
ağlayan yüzümü güldüremedim
gözyaşım sel oldu dindiremedim
bağışla ey gönül bağışla beni
Elvan elvan seni sordum
Sen gidince ele güne 
mecnun oldum döne döne
bıkıp usanmadan yine
kuldan kula seni sordum
Irmakların akışında
kekliklerin sakışında
çiçeklerin nakışında
elvan elvan seni sordum
Yar bağımı verdin yele
yaprağım döndü gazele
gözüm yaşı döndü sele
her damlada seni sordum
bir huzurla gülemedim
gözyaşımı silemedim
senden gayrı dilemedim
her duada seni sordum
Şiir şiir dize dize
bu bağrımı eze eze
Can aşığım geze geze
her adımda seni sordum
Bir tek senin olaydım
Seni sorup duraydım 
kalbim seni andıkça
şu göğsüme vuraydım
hasretinle yandıkça
bir tek senin olaydım
kollarıma dolaydım
sende huzur bulaydım
gözlerine bakınca
sana gönül vereydim
muradıma ereydim
bir tek seni seveydim
dünya dönüp durdukça 
gözünde yaş olaydım
yar kalbine dolaydım
baş ucunda duraydım
sen uykuya yatınca
al bir çiçek olaydım
yollarına duraydım
ceylanlara soraydım
dağlara gün atınca
mavi bir kuş olaydım
dallarına konaydım
yolculara soraydım
sen gurbete çıkınca
Şarkılarda dilin eyle
Nakışlarda elin eyle 
kemanlarda telin eyle 
şarkılarda dilin eyle 
sevdalara söyle beni
Dostluklara el verelim
yağmurlara sel verelim
sevdalara dil verelim
Sevenlere anlat beni
Bülbül isen gülün eyle 
gülşene bülbülün eyle 
Mecnun isen çölün eyle 
Leyla'ya kul eyle beni
At kalbimi alevlere 
savur külümü yellere
yolcu et gurbet ellere
keman cümbüş neyle beni
Dost bağının sözü eyle 
aşkın yakan közü eyle 
körün gören gözü eyle 
gönüllere söyle beni
Aşk bağında irem olam
hasretinden verem olam
Aslı isen Kerem olam
narına kül eyle beni
Soğuklarda yazın eyle 
dostluklarda hazın eyle 
bülbülsen avazın eyle 
kızıl güllere sat beni
Dost dillerin balı olam 
al güllerin dalı olam 
bir sana sevdalı kalam 
al gönlüne kat beni
istersen al sulara sal
istersen hep yanımda kal
istersen gel canımı al
al yeniden yarat beni
Sen gelmezsen ben ölürüm bilesin
bir zaman benim de gonca güllerim vardı 
her sabah bahçemde burcu burcu kokardı 
yel esti üstüne hepsi soldu sarardı 
sen gelmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin
hep seni bekledim bir gün gelirsin diye
ömrümce seni sevdigimi bilirsin diye
yaşlı gözlerimi gelir silersin diye
sen silmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin
her gün içimde ateşle seni beklerken 
durmadan yol alır hasrete bir garip tren
Kerem gibi Aslı'ya yanıp tutuşurken
sen bilmezsen ben ölürüm,ölürüm bilesin
ben güle hasret kalan bülbülün ahıyım
aşka hasret çeken kalplerin günahıyım 
bütün kaleleri yıkan aşkların şahıyım
sen sevmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin
Figandayım, firgattayım, zardayım
Turna idim uçamadım gölümden
mecnun idim kaçamadım çölümden
bülbül idim uzak düştüm gülümden
figandayım, firgattayım, zardayım
aşkın narı tutuşunca gönlümde
eğildi dağ gibi başım önümde
pervaneler gibi yanıp döndümde
yamandayım, amandayım, zordayım
sabır kar etmedi gözyaşlarıma
yaz ayı yel vurdu yamaçlarıma
güz ayı kar yağdı gür saçlarıma
tufandayım, borandayım, kardayım
amanımda be hey dağlar amanı
dağılmaz başımın gamlı dumanı 
ecel peşimizde gitme zamanı
hicrandayım, dumandayım, gamdayım
üç günlük dünyada barınamadım
kime ne ettiysem yaranamadım
cehennem narından korunamadım
fermandayım, ataştayım, nardayım
bahar gelmez artık gönül gülüme
boyun eğdim ihanete, zulüme
selam saldım gelsin çirkin ölüme
virandayım, zindandayım, dardayım
Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin
Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin
canımı uğruna verdiğim sensin
aşk ile bezenmiş halılar gibi
bir ömrü önüne serdiğim sensin
sensin benim al ipeğim, nakışım
derya derya gönüllere akışım 
pembe sevinçlerde bir deli sevda
yarınlara bin umutla bakışım
baharda çiçeğim çiçekte arımsın
yazda yağmurum kışta karımsın
huzursun rengarenk gönül bahçemde
ağaçta yaprağım güzde sarımsın
sensin sevgi bohçam, al güllü bağım
bahçemin bülbülü, dumanlı dağım
dört mevsim çoşup yeşil çaylarda 
ruhuma can katıp akan ırmağım
Yadeller sararsa ölürüm gülüm
İndirme başından hayatın tacını
bir sende ararım bu can ilacını
gözümden sakındığım ipek saçını
yadeller tararsa ölürüm bilesin 
Ver artık elime gönlünün elini
sensin hayatımın biricik gelini
dokunmaya kıyamadığım belini
yadeller sararsa ölürüm bilesin 
bir zamanlar bana canımdan yakınken
ha kavuştuk ha kavuşacağız derken
bakmaya doymadığım yüzünü benden 
yadeller sorarsa ölürüm bilesin 
senden öğrenmiştim, sevip sevilmeyi
senden öğrenmiştim ağlamayı gülmeyi
sendin hayatımın ezeli gerçeği
kalbimde büyüttüğüm nazlı çiçeği 
yadeller yolarsa ölürüm bilesin
Sen çiçeksen dalın olam
Sen çiçeksen dal olayım
mavi yeşil al olayım
sen kovansam  bal olayım
damla damla gel süz beni
sen şahinsen  ben serçeyim
zehir isen gel içeyim
sen arıysan ben çiçeğim
daldan dala gel gez beni
sen denizsen ben ırmağım
sen ağaçsan ben yaprağım
sen tohumsan ben toprağım
nadas nadas gel diz beni
sen yolcuysan yolun olam
diyar diyar gel gez beni
sen sultansan kulun olam
kölemdir de gel ez beni
Aramıza dağlar girdi ne deyim
upuzun yollarda gelmek isterdim
saçını koklayıp öpmek isterdim
seni ömür boyu sevmek isterdim
aramıza gurbet girdi neyleyim
seni nasıl özlemişim bir bilsen
ne olur habersiz bir çıkıp gelsen
gelsen gözümdeki yaşları silsen 
aramıza dağlar girdi ne deyim
elini elimde tutmak isterdim
kalbini kalbime katmak isterdim
bir ömür dizinde yatmak isterdim
aramıza hasret girdi ne deyim
hangi seller aldı seni, hangi yeller
soldu hasretinden güller, sünbüller 
gözlerimde yağmur yağmur şiirler 
aramıza ahlar girdi ne deyim
mecnun leylasına yanar çölünden
ceylan suyun arar hasret gölünden 
seven ayrı düşer gönül gülünden
aramıza dağlar girdi ne deyim
ah çekip ağlarken dalında bir gül
kendi feryadına sarılır bülbül
sana kavuşmaktı en büyük ödül
aramıza hasret girdi neyleyim
Affetmem Seni
ey vefasız hiç bir sebep yokken ayrıldın
bir çift söz etmedin neden, niçin darıldın
bırakıp gittin beni yadellere sarıldın
bir gün pişman olup dönsende 
bin özür dilesende afetmem seni
şu küçücük dünyamda yegane sen vardın
büyüttüğüm gül dalını kalbimde kırdın
açtığın yarayı ne bağladın ne de sardın
bir gün dönüp gelsende 
bin özür dilesende afetmem seni
bırak yüzüne bakmaya bir yüzüm olsun
aşkımızı bitirecek son sözüm olsun
varsın hayatım hep üzgün hep hüzün dolsun
bir gün dönüp gelsen de 
bin özür dilesen de afetmem seni
kirletme aşkımızı bırak temiz kalsın
varsın bu yürek yokluğunla hep ağlasın
seni gerçek seveni  gün gelir anlarsın
bir gün dönüp gelsen de 
bin özür dilesen de afetmem seni
büyüttüğüm gül dalı kalbimde kırıldı
gönlümün dostkuşu gülmelere darıldı
yüreğim her ihanetten bir yara aldı
bir gün pişman olup dönsende 
bin özür dilesende afetmem seni
Al yeniden yarat beni
Soğuklarda yazın eyle 
dostluklarda hazın eyle 
bülbülsen avazın eyle 
kızıl güllere sat beni
Dostluklara el vereyim
yağmurlara sel vereyim
sevenlere dil vereyim
sevdalara anlat beni 
Dost dillerin balı olam 
al güllerin dalı olam
bir sende sevda bulam 
al gönlüne kat beni
İstersen al sulara sal
istersen hep yanımda kal
istersen gel canımı al
al yeniden yarat beni
Çatladı son sabır taşım
Yar sevdalı yanağında
yağmur yağmur aktı yaşım
ben seni sevdim seveli
belalara kaldı başım
zincir oldun ellerimde
yangın oldun yüreğimde
acı oldun ekmeğimde
zehir zıkkım oldu aşım
hazanlara döndü bağım
boranlara döndü dağım
günden güne azdı ağrım
çile oldu can yoldaşım
usul usul ince ince
yapraklara kar inince
seni düşündüm her gece
çatladı son sabır taşım
Yağmur olup düşsem bir gül dalına 
yağmur olup düşsem bir gül dalına 
süzülsem damla damla yaprağından
turna olup uçsam canım vatana
öpsem bin özlemle has toprağından 
kınar mı gurbeti saysam yıllara
yanar mı hasreti döksem yollara
çiçek çiçek sarılsam baharlara
bir selam uçursam özlem dağından
Kimim Ben
Çocuk olur masal dinlerim kimi gün
seyyah olup diyar diyar gezerim
kendi aptallığıma gülerim kimi gün
yüzme bilmediğim denizlerde yüzerim
kimi gün Mecnun olur çöller aşarım
her diyarda bir başka Leyla ararım 
kimi gün çocuk olur aklıma şaşarım
kalbimi alıp avucuma beraber ağlarım
kimi gün ceylan olur avcılardan kaçarım
kahraman olur korku saçarım kimi gün
kimi gün al al çiçek olur şiir açarım
kuş olur daldan dala uçarım kimi gün
kimi gün ferhat olup dağlar delerim
koyun olur kuzuma melerim kimi gün
kimi gün şair olur şiirler elerim
kerem olup aslıya yanarım kimi gün
Sensin benim al ipeğim, nakışım
Aşkın çılgınıym deli divane
yürek yangınıyım gönül virane
kırılan dallara rüzgar bahane
başka güz görmedim bilmedi telim
sazlarda inleyen tellere yazdım
türküler söyleyen dillere yazdım
saçını okşayan ellere yazdım
başka bir çiçeğe sürmedim elim
sensin sevgi bohçam al güllü bağım
bahçemin bülbülü dumanlı dağım
ruhuma can katıp akan ırmağım
başka bir kulvara akmadı selim
bahar yeşerse de al bahçelerde
mehtap ışısa da zor gecelerde
şiirler dillense  ol lehçelerde
başka söz demedi bilmedi dilim
sensin benim al ipeğim, nakışım
yarınlara bin umutla bakışım
aşk içindir şu gönlümü yakışım
başka iz sürmedim ermedi elim
Aramıza dağlar girdi ne deyim
upuzun yollarda gelmek isterdim
saçını koklayıp öpmek isterdim
seni ömür boyu sevmek isterdim
aramıza gurbet girdi neyleyim
seni nasıl özlemişim bir bilsen
ne olur habersiz bir çıkıp gelsen
gelsen gözümdeki yaşları silsen 
aramıza dağlar girdi ne deyim
elini elimde tutmak isterdim
kalbini kalbime katmak isterdim
bir ömür dizinde yatmak isterdim
aramıza hasret girdi ne deyim
hangi seller aldı seni, hangi yeller
soldu hasretinden güller, sünbüller 
gözlerimde yağmur yağmur şiirler 
aramıza ahlar girdi ne deyim
mecnun leylasına yanar çölünden
ceylan suyun arar hasret gölünden 
seven ayrı düşer gönül gülünden
aramıza dağlar girdi ne deyim
ah çekip ağlarken dalında bir gül
kendi feryadına sarılır bülbül
sana kavuşmaktı en büyük ödül
aramıza hasret girdi neyleyim
Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin
Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin
canımı uğruna verdiğim sensin
aşk ile bezenmiş halılar gibi
bir ömrü önüne serdiğim sensin
sensin benim al ipeğim, nakışım
derya derya gönüllere akışım 
pembe sevinçlerde bir deli sevda
yarınlara bin umutla bakışım
baharda çiçeğim çiçekte arımsın
yazda yağmurum kışta karımsın
huzursun rengarenk gönül bahçemde
ağaçta yaprağım güzde sarımsın
sensin sevgi bohçam, al güllü bağım
bahçemin bülbülü, dumanlı dağım
dört mevsim çoşup yeşil çaylarda 
ruhuma can katıp akan ırmağım
Ömrümü ömrüne kattığım sensin
ne yesem, ne içsem tattığım sensin
soğuk odalarda seni düşleyip
her gece sarılıp yattığım sensin
Kayıt Tarihi : 5.6.2013 13:05:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!