Bulutlar özlemle bakıyor birbirlerine
Ama kavuşmak onlara ayıp
Saygıyla ayrılıyorlar yine
Yetim düşmüş bülbüller
Hala sevdalılar güle
Edep yazılı bir parşömen
Sürüklene sürüklene geliyor yanıma
Sonrası hoyratça gelişiyor
Her şeyi bir kenara koyuyorum
Edebi bir kenara
Zaman diyorum öyle gaddar öyle acımasız ki
Acımadan siliyor bıraktıklarının izini
Ne eski edep kalıyor ne eski haya
İki öğüt vermeye çalışsan sırt dönmüşler sana
Sahi neydi edep ve haya
Tek nefeste ağızdan çıkan iki basit kelime miydi
Uygulamaya gelince ağır gelen mi
İnsanı en iyi kendi bilir orasına karışamam
Şu ahir zamanda ben de işgüzar olamam
Bu çukura düştüğünü anlayanlara ne âlâ
Olurda fark edemediler mi
İşte o zaman bakmalılar haya insanı Osman’a
İş bakmakla bitmez bunu da sakın unutmaya
Aç kalp gözünü gör ve anla
Ne derlerdi
Büyüğüne saygıda kusur etme
Biz böyle gördük ezelinde
Gerçi devir değişti diyip onu da yok ederler
Özürleri kabahatlerinden büyük iken
Bunun da üstünü bir şekilde örterler
Edep fıtratında olanlara lafım yok da
Dokuz ay on günde oluşan kalbi
Bir saniyede kıran saygısızlar
Benim kırgınlığım onlara
Evladım sana diyorum, baksan ya bana
Ah zamane gençleri, duymamazlığa veriyor besbelli
Bilenmek istemeyen kör bıçak misali
Sahi Ali ne de güzel söyledi
“Edep aklın sureti”
Kayıt Tarihi : 30.10.2023 22:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!