Hasret Şiiri - Zuhal Aksulu

Zuhal Aksulu
182

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Hasret

Güneşin insanı ısıtmadığı soğuk bir sonbahar günüydü... kafamdaki onlarca düşünce uykularımı kaçırıyor, geçmişin hayaletleri başımda dans ediyordu. Öyle bıkmış, öyle korkmuş öyle solmuştum ki, yatağımın içinde zavallı bir kedi yavrusu gibi titriyordum. Geçmek bilmeyen geceler boyunca kabuslarımın esiri olmuştum. Mevsim hazan olmuş, içimdeki çiçekler solmuştu...

Gözlerimden akan yaşların yağmura karıştığı, rüzgarın içimde fırtınalar kopardığı günlerdi, kara bulutlar üzerimi kaplamış hiç gitmeyecek gibiydi. Derken hiç ummadığım bir anda, hiç ummadığım bir yerden güneşim doğdu. İnanamadığım bir biçimde ve hızla gelişiyordu her şey. Kalbimde güzel duygular yeniden yeşillenmiş, çiçeklerim yeniden en güzel kokuları ve renkleri ile açmıştı. Tıpkı fırtınadan sonra doğan güneş gibi yüzümde bir gülümseme yatağımda huzur olmuştu. Her saniyemi onunla bölüşmek, onu gizli bahçelerimde gezdirmek istiyordum. Geç kalmış bu baharın neşesini gözlerimde ve yüreğimde hissetmesi için minik bir kuş misali çırpınıp duruyordum. Bilmezdim ki bu çırpınışlarımın bir gün kocaman bir çığlığa dönüşüp sonrasında küçücük dünyamı sessizliğe boğacağını... bilmezdim ki yüreğimden taşan duyguların bir anda dudaklarımdan heyecan olup akacağını. Korku değil, pişmanlık hiç değil.. sadece “ama”larım vardı. Günlerimi gecelerimi karartan fırtınanın ardından gelen bu bahar yüzünden, kendi kendime verdiğim kaçıncı sözü bozuşumdu bu. Oysa içimde güzeldi... tıpkı bir midyenin içinde günden güne büyüyen bir inci gibi güzel ve değerliydi ve aslında bu sefer kimseyle paylaşmak istememiştim duygularımı. Kendime saklamak, kendi kendime yaşamak istiyordum. Ne zaman içimi açsam, ne zaman inci tanemi ortaya çıkarsam sadece gözleri parlayan sarraflar gördüm karşımda. Onu alıp saklamak, büyütmek yerine... neyse... yine oldu işte. Ama o bilinmedik diyarlara, bilinmedik yüzlere gidiyordu ve biliyorum ki içimde kalsaydı, bu inci büyüyecek, büyüyecek ve bir gün beni de içine hapsedecekti. Bu hasret öyle yakıcı ve uzun olacaktı ki... Hasret koydum adını o yüzden. Geçmek bilmez zamanların insanoğluna en büyük zulmüydü hasret. Gözleri kör, kulakları sağır eder, yaşanmamış ne varsa insanın yüreğine gömerdi hasret.

Hasret koydum adını, yaşanmamışlıklar adına... güzeldi, özeldi ama geçti işte. Mevsim hazan, içim bahar... yüreğim öyle bir çelişkide. Hasretti, hasretimdi.. söylenmedik sözler, yarım kalmış gülüşler içinde. Bu sefer belki, belki de...

22.11.2006

Zuhal AKSULU

Zuhal Aksulu
Kayıt Tarihi : 22.11.2006 13:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Zuhal Aksulu