‘’Bilmem meni niçün atmış unutmuş,
Ehdi peymanına kurban olduğum.’’
Bir türkü dinlemiştim Zeynep Hanlarova'dan,
Alıp götürüyordu Kaf dağlarına.
Hissediyordum
İçe işleyen,
Dalga dalga akan yürek sesini.
Hasret rüzgârlarydı bağrıma esen;
Unutmuş muydum unutulmuş mu,
Yoksa dağlar mı izin vermiyordu,
Denizler mi?
‘’O menim sevgilim, o menim sunam,
Bilmem harda kaldı o nazlı turnam? ’’
''Turnalar selam söyleyin'' diyordum
''Bal süzülen dudaklara, lale renkli yanaklara.''
Ceylan gözlüme türküler söylüyordum
Çektiğim hasreti anlatan:
‘’Çektiğim naleden niçün uyanmaz
Şirin rüyasına kurban olduğum.’’ diye.
Rüzgârlara söylediğim türkümü
Katar katar develerin geçtiği
Uçsuz bucaksız çöllerde dinlesinler
Duysunlardı hasretimi.
Çadırlar uzaklarda
Obek öbek ak aktı,
Sürü sürü atlar
Toza dumana katmıştı dağları.
‘’Hicranı kalbimi yandırar yakar
Gözlerim yollara bakar hey bakar’’ diyordum.
Yollara,
Yalan yollara, yılan yollara…
Ceylan gözlüme sesleniyordum,
Yellere,
Kara yellere, bora yellere…
Ve yankılanıyordu sesim içimde:
‘’Ceyranım,
Ceyranım,
Ceyranım’’ diye.
Kayıt Tarihi : 31.3.2017 20:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nurettin Eyibil](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/03/31/hasret-1460.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!