Ben yaşamadımki Tunceli'de
Kaçırmam hava raporunu
İstemeyerek dinlerim
Kara haberlerini
Ben yaşamadımki Tunceli'de
Yaşamadım baharını,
Kara kışını kuru yazını
Korumadım kendimi
Sonbahar rüzgarından
Üşütmedi beni ayazda karlar
Ürkmedim çakan şimşekten,
Düşen yıldırımdan
Çılgınca akan bahar sellerinden
Ben yaşamadımki Tunceli'de
Parmak kadar çocuktum
Tırmanırdım kedi gibi ağaçlara
Arkama dönüp bakmazdım
Atlardım taştan taşlara
Korku nedir bilmezdim
Kelebek gibi dans ederdim
Tarlalarda,çayırlarda
Kuşlar gibi türkü söylerdim
Bayırlarda,ovalarda
Yamaçlardan kayardım
Ben yaşamadımki Tunceli'de
Hasretim masmavi gökyüzüne
Hasretim küme küme bembeyaz
Bulutlarla seyahat etmeye
Özledim dağda gezen kurdunu,kuşunu
Arıyorum sarp dağların doruklarını
İsyan ediyorum,isyan ediyorum
Tüm gücümle haykırıyorum
Yol geçen hanı gibi dağlarımıza sığınmasınlar
Ocakta yanan ateş gibi yüreğimizi yakmasınlar
Hayatın çetin yollarında bize köstek olmasınlar
Anne sütü gibi ak Ovacık Gözelerini kirletmesinler
Munzur'daki alabalıklara dokunmasınlar
Ormanlarımızı yakmasınlar
Fidanlarımızı heba etmesinler
Bıçak kemiğe dayandı
Sabrımızı zorlamasınlar
Askerlerimize kıymasınlar
Okullarımızı yıkmasınlar
Cehalet sarmasın çevremizi
Mayınlar parçalamasın geleceğimizi
(22.10.2007)
Kayıt Tarihi : 31.1.2014 23:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu bir isyan hikayesidir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!