Dehrin darbeleri harap ederken cânı
Ruhumun nefesi çıkacak verâlara
Kapatsa bulutlar zehr ile âsumânı
Kapılmaz bu gönül ânî dilârâlara
Tecellî-i etemm ufkumda parıldarken
Ayn-ı basîretim gayra meyil verir mi!
Mecâlî-misal kalb aşk ile gürülderken
Sükût kapısında sukùtlarda erir mi!
Ey Mevcûd-u Mutlak, ey Zâhir-i Mukaddes
Taayyünle her an görünen yalnız sensin
Ey Mahbûb-u Ecell, ey Mücemmil-i Akdes
Ben bir pencereyim, sen görünen görensin
Tennûr-u imtihan kaynar beka uğruna
Fenâ-yı zâilât Ondan Ona yol alır
Cennet tohumları eker kullar bağrına
Bir eken zürra’lar dâr’da bin mahsul alır
Sonsuz âmâl içre titriyorken gönüller
Şems-i Nübüvvetin nûru kaplar her yeri
Ezel meclisinden ‘ebed ’ dileyen güller
Boğdu rayihaya bülbülden seherleri
Tıpkı gonca gibi açıldı sema yüzü
Kıpkızıl çehresi gül-ü hamrâ misali
‘Selam’ kapısından aydınlattı gündüzü
Sundu fânilerden kurbet-i Müteâli
Enfâs-ı rûhumu elçi yaptım Cânâna
Küllî tahmidiyyem anlatsın hicrânımı
Lâlî ahvâlimle bağlandım Varlığına
Bırak, anlatayım hirkatten zamânımı
Necîs ellerimi kaldırdım huzûrunda
Yakışmadım ben hiç o yüce dergâhına
Yak bu hakîr cismi en ekmel zuhûrunda
Vedîadır cânım haşirler sabâhına
Kayıt Tarihi : 13.2.2009 13:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
30.09.2003 tarihinde yazıldı.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!