Hasibe Gezgin: Hayatı, Biyografisi, Eser ...

44

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

HASİBE GEZGİN HAYATI

“Eğer birileri varsa hayatınızda ağlamak bile anlamlıdır; yalnızken atılan kahkahalarda kimsesiz bir çocuğun acımtrak çığlıkları saklıdır.”
Hasibe Gezgin
Ben ışıksızım. Yang gecem gündüzüm bir. Renkler yok, şekiller yok, ışık yok… Aynalar mı? Onlara büsbütün yabancıyım. Göremiyorum sevdiklerimi; yüzüm ellerim… kim bilir ben neye benziyorum, bilemiyorum. Evet, her gün uçurum kokan bir karanlığa açıyorum gözlerimi. Ama umuda boyalı şarkılarım var benim, hem de masmavi. Sevdiklerimi öyle anlamlandırıyorum ki yüreğimde. Annem fedakarlık kokuyor, babam özveri, abim yaşama sevinci… İçimde çiçekler açıyor kucaklayınca onlar yüreğimi.
Ben 13 temmuz 1984 yılında Balıkesir’de yaşamın ellerini sıktım. İlköğrenimimi İzmir “Aşık Veysel görme engelliler” okulunda tamamladım. O okul bana çok şey kattı. Hayata dokunmayı, sevgiyi solumayı, güneşi yudumlamayı, umudu umt etmeyi orada öğrendim. Sonra Balıkesir “Anan Menderes” lisesi… Bana inanan, tüm imkânlarıyla yanımda duran bir yığın aydınlık yürek… Çok sancılı bir süreçten sonra üniversite yaşamım başladı. Birincilikle biten lise öğrenimimi Balıkesir “Necati bey eğitim fakültesi” Türkçe öğretmenliği bölümünde devam ettiriyorum. Düşlerimi avuçlamanın saadetiyle, şiire aşık yüreğimle, aydınlığa yürüyüşüm sürüyor. Henüz serüvenin en başındayım. Yarınlar düşlüyorum berrak, apaydınlık! Başucumdaki yüreklerin varlığıyla, tünelin ucundaki ışığa erişip, kanayan yaralarımı sarmak için şairce nefes almaya çabalıyorum. Üşüyen yüreğimi türkülerin gözlerinde avutuyorum.
Hayat âdil değil evet; ama benim yüreğimde öylesine dev bir inanç var ki… Değer yargılarımı çöpe atmadan, sevgilerime sanallık, yapaylık bulaştırmadan, gülen gözlerimi rafa kaldırmadan yol alıyorum. Heybemde güneş rengi sesler, yaşanmış anlar ve taze baharlar var. Ellerim yaz kokuyor, umut kokuyor. Alnımda bir tutam ışık… Ne yapsam, nereye gitsem… benim umuda boyalı şarkılarım var. Bir de tüm karanlıkları yırtacak, uçurumları eritcek masmavi yüreğim… Hayat yaşama dokunmaktan, sevgyi koklamaktan, güneşi yudumlamaktan başka nedir ki? Ve dostlar… ağrıyan yanlarımızı tedavi etmekten, üşüyen yüreklerimizi ısıtmaktan başka ne işe yarar ki?
Bugün ben varsam, dimdik ayaktanysam bunu önce aileme, (annem, babam ve abim) sonra eşsiz meleklerime, değerli öğretmenlerime, dostlarıma, (ki bunların sayısı oldukça azdır.) borçluyum. İyiki var onlar. Onlar olmasaydı, ben, ben olamazdım. Ellerimin ne işe yaradığını bilmezdim. Şairce nefes almayı öğrenemezdim. Ne mutlu bana ki! Yüreğimi kuşatan, gözyaşlarımı, kahkahalarımı bölüşen dostlarım, ailem, akrabalarım var.
Dedimya hayatımda onlar olduğu için ağlamak böyle anlamlı; gülmek böylesie içten ve kaygısız…
Ben şiire aşığım. Diyebilirim ki, şiir olmadan, mısralara dokunamadan, sözcüklerin gülen gözleri olmadan yapamam; yaşayamam. Onlar alıyor yüreğimdeki kiri, pası, tortuyu. Onlar tutuyor ellerimden, ışığa taşıyorlar beni. Onlar sayesinde dayanıyorum tüm asiliğine hayatın, zorba gecelerde onlarla bölüşüyorum sancılı yalnızlığımı. Onlara döküyorum kalbimi, varlığımı. Onların dizlerine koyup başımı, umudu umt ediyorum günlerce, gecelerce. Şiir benim yaşama simidim.
Henüz denizde bir damla gibiyim; ama deniz olmak tüm hedefim. Yazdıklarımı beğeniyor muyum? Hayır. Ama bu yolda attığım adımları önemsiyorum. Hepsi bu… “Her insanın hayatta bir öyküsü vardır.” Demiş şair. Benimki de böyle işte. Bir parça kırık, bir parça ışığa hasret; ama asilce ve dimdik yaşıyorum. Yaşadıkça kendimi yaşattıkça, umulmadık masmavi günlere kurdukça saati, inadına çoğalıyor içimdeçoşku, gün be gün yaşama sevinciyle doluyor çocuk yüreğim. Her şeye rağmen bu hayat bana sunulmuş bir armağandan başka ne Ki?