Türkçede kıskançlık çekememezlik anlamına gelen “haset” kelimesi bir ahlâk terimi olarak kişinin, başkalarının sahip olduğu maddi ve manevi imkânlarının kendisine geçmesini istemek anlamına geliyor.
Haset genellikle aralarında mesleki, iktisadi, ilmi, siyasi ve sosyal ilişkiler bulunan insanlar arasından ortaya çıkar. Psikolojik ve sosyal zararları bulunan ve şeytani bir huy olan haset dinimizce haram kılınmış, bunun karşıtı olan gıpta ve hayırda yarışma teşvik edilmiştir.
Ruhsal bir sapma, başka bir deyişle bir tür hastalık olan haset kavramı, insan doğasındaki bencillik duygusunu tetikleyerek başkalarının kendisinden maddi ya da manevi üstünlüğüne tahammül gösterememek şeklinde ortaya çıkıyor. Doğaldır ki bu durum haset sahibini bir tür bunalım içine sokuyor ve mutsuz ediyor.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,