Siz yürüdükçe
Biz koştuk, yetişmeye yüzünüze
Aylar ve yıllar, eridi teennilerimizde
Gönlünüzden gönlümüze, bariha soruları süzüldü
Hepsini verdik, bir şey koymadık kendimize
Güzel olan ne varsa, ulûvv-ü şandan
Allah (c.c.) aşkına! Hasbüna
Ya nasip, insicamdan!
İçten çekmeli bir besmele ile
Bir yürek selamı göndermenin telaşı var!
“Çam sakızı çoban armağanı! ” heyecan indimizde
Umulur ki, bizden önce bahar gelmiştir!
Lahutiye, el pençe divan durur edvar
Öngörümüzde, Güneş ve Ay, diz dize
Mecazı mefkûre, avucunuzda
Deryadan tek bir damla!
Sıçrarsa ne mutlu, ellerinizden
Karanlık gündüzümüze
Gül..
Gül açar, kırağı düşmüş sabaha
Gül açar, Muhammed (s.a.v.) aşkına
Gül ey sidre deki ayaz, sevgili münteha
Gül ki tebessümün düşsün, alnımdaki şaşkına
Gücü tükenmiş vaveylalar, esir olmadan
Vayedar olayım., İlm-i ledünden
Kapılmadan, serseri bir taşkına
Gül ki edvar-ı seb’adan, kan kırmızı
Dalından koparılanadır, elhasıl her daim
İçimizdeki fırtına, kalbimizdeki sızı
Aşktır o, ayakları sabit, kaim!
Şikâyet..,
(Siz yürüdükçe, biz izinize dürüldük
Dilimize, gülün dikenlerini sürdük)
.., Yok!
...
14.03.2009
Mehmet Sani ÖzelKayıt Tarihi : 14.3.2009 19:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şikâyet.., (Siz yürüdükçe, biz izinize dürüldük Dilimize, gülün dikenlerini sürdük) .., Yok! ...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!