Hatırlar mısın Mehmet, sokağın başındaki bekâr evini,
ve evin yanı başındaki sokak lambasını,
ışığı ölgün ve direği paslı? ...
Sanki o da bir gurbet yaşıyordu bizim gibi, uzun ve yaslı.
Ölgün ışığına bakarak az mı hayallere dalardık?
Sonra bir gün,
Mahallenin çocukları kırdı da lambayı,
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Sabır ve şükrü sigara dumanına boğdurmuşsun şair bey. Keşke bahsini ettiğiniz o mübarek sabrı sigara gibi içinde 4000 çeşit zehir barındıran bir zıkkımdan uzak durma hususunda gösterseydiniz.
Hayırlı sınavlar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta