Gözyaşıma gizledim seni
Yanıyor yüreğim
Yanıyorum ama
Ağlayamıyorum...
Düşlerimin nazlı perisi
Kaçmıyorum sevginden
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
hasat mevsimi dokunan
tebriklerimle...
saklanan aşk…
Sabahın esen seheri
Aldı bize getirdi seni
Neşenin ilden ile seferi
Geldi bizden sordu seni
Her bahçede öten bülbül
Avâre gezme dedi aşkı sür
Baksan aşıkların derdi gül
Dedi gitti, sende atın sür
Niyaz yağar buluttan niyaz
Konar toprağa açar yaz
Harmanda aşk savrulur
Keder uçar aşkta kalır niyaz
Coşar yürürken aşkın nehri
Toplar hüznü derenin mili
Yansırken her şeyin aksi
Aşk olur akar, coşar niyaz
Sabahın esen seheri
Bulup getirdi bize seni
Varsa aşkta naz, niyaz
Yazdı gitti gönle hadi yaz
Gitmez…
Şu dünyanın baharına yazına
Varılmaz derdine, nazına
Erilmezmiş bahçesine bağına
Yinede hepsi gider yalana
Sözüm olmaz ekmeğine balına
Dilde kalmış zeytindeki dalına
Nasipse içirir bir kaşık çorba
Yinede toz olup gider yalana
Bulutunda gürül, gürül çeşme var
Soframıza çeşit, çeşit nimet açar
Yetmez aleme, bitmez kavga var
Yine kalmaz, toplar gider yalana
Yâr der “sokma dünya gönlün içeri
Bir gönlün var oda aşkın yeri
Gel acı kendine, de yazık değil mi
İşte o dem, göçüp gitmez yalana”
Zamandan…
“Güzel” derlendi cânan, der oldu seninle
Serilmiş bütün çiçekler bal buldu seninle
Sesinde aşkın feryadını duydu da dibek
Nâğmelenmiş rüzgarların sözü oldu yürek
Görmeyen gözler görür seninle gelir fer
Korkular gider ağaç olur, dal olur bir tel
Sal olur yaprak, sürer, sürer gelse sel
Dalgalanmış coşkulara karışıp gelir sesler
Ötesinde, daha ötesinde yaşayan zaman
Düşler toparlanıp kaçar, kaçar yanından
Ahdan, vahdan uzak aşkta, sözün cânan
Haber verir dalga dalga aşk saçan yârdan
selam yâr…
Bugün hangi kadehte aşkın demi
Çağırırken karanfilin kımızı sesi
Hemen sarmalayan selamsa deseni
Kokusuyla karşılar, döker aşkın teri
Yâr, bilmem var mı aşkın konmadığı yer
Yankılanmadığı dağ, küheylanda eğer
Yana döne koşup aradığı meyler
Nalı aşk, izi aşk, tozu aşkmış meğer
Can sözü değil bu, cânanım ses senin
Şu kalemde emanettir elimde benim
Sadece sevdana düşen aşk katibiyim
Rüzgarda divâne uçuşan tozlar gibiyim
Gitmez…
Şu dünyanın baharına yazına
Varılmaz derdine, nazına
Erilmezmiş bahçesine bağına
Yinede hepsi gider yalana
Sözüm olmaz ekmeğine balına
Dilde kalmış zeytindeki dalına
Nasipse içirir bir kaşık çorba
Yinede toz olup gider yalana
Bulutunda gürül, gürül çeşme var
Soframıza çeşit, çeşit nimet açar
Yetmez aleme, bitmez kavga var
Yine kalmaz, toplar gider yalana
Yâr der “sokma dünya gönlün içeri
Bir gönlün var oda aşkın yeri
Gel acı kendine, de yazık değil mi
İşte o dem, göçüp gitmez yalana”
kıyamadıklarımız hep bekletir zaten yoksa kıyabildiklerimiz mi gerçek sevgili tebrikler sn Bingül
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta