Ben hayaline sorarken o şimdi hangi şehir de?
Diyorsun, dün gece dışarı çıkmıştık, sahili sevdim
Kesif bir deniz kokusu vardı... Tabii hayalin birde,
Fısıldadın; içimden yaşamak ne güzel şey dedim.
...
Ansızın, birden bire, çok değişik bir koku,
Beni taaa çocukluğum da bir kokuya götüren
Yosun ve tuz karışımı, sol göğsüme eros’un ok’u
Islattı her yanımı, kayalara çarptıkça köpüren
Hırçınlaşan dalgalar ve hiçte masum değildi rüzgâr
O koku, Aa evet evet ama daha çok yosun gibi...
Sadece yüreğim duydu, çok utandım, fantezimden yar!
..
Sen bakarken, falezler den kıyı görünmüyor ki dedin,
Uçurum her yer... Sen ürperirken giriverdim koluna
Gözlerinin kapanışı, devamında çarpışması şimşeklerin
Rüzgâr ve deniz diyemez ki herkes kendi yoluna...
..
Gökte yıldızların kayması, ikimizde tutulan iki aynı dilek
Uzaklaşan gemilerin ardından çığlıkları martıların
Ve denizin sahile vurması... Bir sandal da ikimiz ve iki kürek
Yakamozlarla oynaşması gibiydi dolunay’ın...
.
Ellerinin ellerime dokunması... Aaaa Martılara bak
Gözüm gibi sevdiğim, tutsağıyım, sigara dumanının.
Yılgın Yağmur’un kaleminden hasat hasat kâğıtlara ak
Yüreğimi, yüreğinin öpüşü, aşkımızın harmanının!
..
Aşiyansız, 11.06.20 – 04.47 Y.Y.
Kayıt Tarihi : 11.6.2020 05:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!